8. Hukuk Dairesi 2016/512 E. , 2018/11899 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ev Eşyası, Ziynet, Mehir ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen araç, ev eşyaları, mihir ve ziynet eşyaları nedeniyle 13.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 10.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, talep miktarını artırarak toplam 54.285,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ev eşyalarının aynen iadesine, 01 BNU 85 plakalı araç nedeniyle 11.560,00 TL alacağın tahsiline, 762 gr 22 ayar altın ve 495 gr 14 adet Adana burması ziynet eşyası yönünden 25.000,00 TL alacağın tahsiline verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı, artık değere katılma alacağı, ev eşyası, mihir ve ziynet alacağı isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalının araca ve ziynetlere ilişkin temyiz itirazlarınının incelenmesine gelince
Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre öncelikle, tasfiyeye konu aracın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye tarihinde ki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince eşler, 26.10.2007 tarihinde evlenmiş, 25.06.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 30.12.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 01 BNU 85 plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 24.02.2012 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede
Taraf beyanları, dinlenen tanık beyanları, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, mahkemece aracın davacının altınları ve banka kredisi kullanılarak alındığı kabul edilerek alacağa hükmedildiği, ancak hükme esas alınan 23.06.2015 havale tarihli hesap raporundaki hesaplamanın hatalı olduğu, davalının 21.02.2012 tarihinde 30 ay vadeli 22.000 TL bedelli taşıt kredi kullandığı, boşanma dava tarihine kadar 16 aylık taksiti ödenmiş olup 14 aylık taksidin borç olarak kaldığı, kredi dışındaki kısmın davacının ziynetleri kullanılarak aracın 47.000,00 TLbedelle satın alındığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle aracın kredi ve davacının altınları kullanılarak alındığına yönelik mahkemenin kabulü yerinde ise de, davacının altınlar nedeni ile değer artış payı alacağı ve boşanma dava tarihinden sonra kalan kredi borcunun denkleştirmesinin hatalı hesaplanarak karar verilmesi doğru olmamıştur. O halde, mahkemece yapılacak iş, yukarda açıklanan Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre, öncelikle, davacının ziynetleri ile yaptığı katkı oranının belirlenmesi, daha sonra mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunup bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü yapılarak sonucuna göre, iddia ve savunma çerçevesinde talep hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplamaya dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde ziynet ve katılma alacağına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmaması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA davalının diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/512 E. , 2018/11899 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat