8. Hukuk Dairesi 2018/9012 E. , 2018/11648 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının eski eşi olup paydaşı oldukları 1250 ada 522 parsel sayılı taşınmazda bulunan evi boşanmadan sonra davalının mesken olarak kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazın ...'ye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 1250 ada 522 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı bulunduğu, taşınmazda bulunan bir katlı kargir evin 20 yıldan beri davacı tarafından kullanıldığına dair şerhin bulunduğu, tarafların boşandığı ancak boşanma dava dosyasının dosya içeriğine alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ecrimisil hesabı yukarıdaki ilkeler uyarınca yapılmadığı gibi taraflar arasındaki boşanma davası dosyası getirtilerek boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren davalının haksız işgalci duruma geleceği ve bu tarihten dava tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabını içeren denetime elverişli uzman bilirkişi raporu alınması, taraflar arasındaki boşanma davası getirtilerek kesinleşme tarihinin tespit edilmesi ve tespit edilen tarihten dava tarihine kadar belirlencek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, davacı tarafın dava dilekçesi ile hesaplancak ecrimisilin yarısını talep ettiğine göre, tamamına karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/9012 E. , 2018/11648 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 42 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 78 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat