8. Hukuk Dairesi 2015/22060 E. , 2018/11097 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeni ile vekil edeninin babası...arasındaki 01.12.2005 tarihli icar senedine dayanan anlaşmaya göre taşınmazın zilyetliğinin vekil edeni ...'a bırakıldığını, icra takip dosyasının borçlusunun ise, hiçbir yetkisi olmadan vekil edeninin kullanımına bırakılmış olan tarlayı yıllarca ekip biçtiğini bu nedenle vekil edenine kullanım bedelinden doğan borcu bulunduğunu, borçlunun hiçbir borcu olmadığını belirterek takibe itiraz ettiğini, davalının bu itirazının haksız ve hukuk dayanaktan yoksun olduğunu, davalının anılan tarlayı yıllardır ekip biçtiğini, vekil edenine de herhangi bir bedel ödemediğini, davalının haksız olarak zenginleştiğini belirterek İpsala İcra Dairesi'nin 2012/1039 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40'dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, açılan dava ve icra takibinin usulsüz olduğunu, icra takibi yapılırken vekil edenine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, ... İcra Müdürlüğünün 2012/1039 esas sayılı dosyasındaki alacağa ilişkin olarak davacının hangi taşınmazı hangi yıllar için talep ettiğini belirtmediğini, bu nedenle itirazının yasal olduğunu, davacının babası ile yaptığını iddia ettiği kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, bu sözleşmeyi diğer mirasçıların kabul etmediğini, vekil edeninin mirasçılardan murisin eşi ve kızına kira ödediğini, onların da bu yerlerin kardeşi davacıya kiralandığına ilişkin birşey söylemediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının dava konusu taşınmazı murisin eşi ve kızlarıyla yaptığı kira sözleşmesine dayanarak kullandığı, her ne kadar iştirak halinde mülkiyette kira sözleşmesinin tüm ortakların katılımıyla yapılması gerekirse ise de, davacının taşınmazın bu şekilde kullanımına uzun süre ses çıkarmadığı, davalının taşınmazdan çıkmasını sağlayacak resmi yollardan herhangi bir girişimde bulunmadığı, davacının İstanbul'da yaşadığı, tarımla uğraşmadığı ve dolayısıyla dava konusu taşınmaz üzerinde fiili bir zilyetliğinin hiç bir zaman bulunmadığı, murisin dava dışı mirasçılarının oluru ve rızası ile taşınmazı uzun süre kullanan davalının haksız ve kötü niyetli işgalci olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu 2218 parsel sayılı taşınmaza haksız yere tecavüz ettiği gerekçesi ile davalı ... aleyhine icra takibi başlatmış, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine İİK'nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmıştır.
Çekişme konusu 2218 parsel sayılı taşınmaz .... adına kayıtlı olup, İpsala Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18/ 08/2006 tarihli veraset belgesine göre, ölümü ile mirasçı olarak davacı ile birlikte dava dışı 4 kişiyi daha mirasçı olarak bırakmıştır. Taşınmaz elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Her ne kadar davalı bir kısım mirasçılar ... ve ...'dan dava konusu yeri kiraladığını beyan etmiş ise de, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda, mirasçılardan bir kısmının kira sözleşmesi yapma yetkisi bulunmamaktadır.
Diğer yandan, yerel mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taşınmazın bulunduğu ilçeden başka bir yerde yaşayan davacının bu haksız işgale muvafakat ettiği de duraksanmadan açık bir şekilde kanıtlanamadığı gibi bir kısım tanık anlatımlarına göre de davacı haksız işgale karşı koymuştur.
Ecrimisil, bölünebilir bir hak niteliğinde olduğundan, elbirliği mülkiyeti bulunsa dahi bir kısım mirasçıların kendi payları yönünden ecri misil talebinde bulunması mümkündür. Buna göre iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak delillere göre, talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, 10.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2015/22060 E. , 2018/11097 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat