8. Hukuk Dairesi 2017/5116 E. , 2018/10919 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı borçlular tarafından temyiz edilmiştir.
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı kiracı ...’in tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı borçluların alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince Takip dayanağı 05.06.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralanan konut olarak kullanılmak üzere davalı kiracıya kiralanmıştır. Sözleşmenin hususi şartlar bölümünde kira bedellerinin zamanında ödenmemesi durumunda kira dönemi sonuna kadar tüm kira bedellerinin muaccel olacağı kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalı aleyhine 12.02.2016 tarihinde başlatılan icra takibinde 2015 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları ve 2016 yılı Ocak, Şubat ve muacceliyet şartı gereği muaccel hale gelen 2016 yılı Mart, Nisan, Mayıs ayları arasına ait toplam 2.884,96 tl kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı borçlu kiracıya ödeme emri 15.02.2016 ,borçlu kefile 17.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlular borca süresinde itiraz ederek takibi durdurmuşlardır.
Kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 346. Maddesinde kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır.
Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346. maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün muacceliyet koşuluna yer verildiği görülmekte ise de, yeni yasal düzenleme karşısında bu koşulun davalı kiracının sıfatı ve kiralananın niteliğine göre geçersiz hale geldiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece değerlendirmenin takip tarihi itibariyle muaccel hale gelen kira alacağı üzerinden yapılması gerekir. Davalı borçlu takip tarihinden sonraki 2016 Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin kira sözleşmesinin hususi şartlar uyarınca muaccel hale gelen kira bedellerinin yukarıda izah edildiği üzere istenemeyeceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın bu aylara ait kira bedellerini de kapsayacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan Davada dayanılan ve karara esas alınan 05.06.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini davalı ... Şeker (Günver) müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 18. maddesinde kefaletin kontratın ilk yapıldığındaki kira dönemi ve belirlenen süre için devam edeceği kararlaştırılmış olup bu şart tarafları bağlar. Davaya konu icra takibine konu edilen kira alacağı ilk kira süresinin bittiği dönemden sonraki yasa gereği uzayan 05.06.2015 – 05.06.2016 kira dönemine ilişkin bulunduğundan davalı borçlu kefil borçtan sorumlu tutulamaz. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında davalı kefil hakkındaki istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenle, davalı borçluların alacağa yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/5116 E. , 2018/10919 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat