8. Hukuk Dairesi 2015/22014 E. , 2018/9924 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/22014 E. , 2018/9924 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, dava konusu 1283 parselin davacıların murisi ... ile ...’in kardeşleri ..., ..., ... tarafından ortak olarak ¼'er hisse ile 22.01.1969 tarihinde satın alındığını, dava konusu taşınmazı 15.07.1983 tarihinde noterde taksim ettiklerini 3021 m2'nin davacılar murisi ...’e, 1776 m2'nin ... ...’e, 2020m2 nin ...’e 1895m2 nin ise ... ...’e isabet ettiğini daha sonra ..., ... ve ...’in tapudaki ¼'er hisselerini tapuda davalı ...’e sattıklarını, taksime göre 40 yıldır dava konusu taşınmazın 3021/8712 hissesinin davacılar ve murisleri tarafından kullanıldığını, zilyetlik nedeniyle davalının hisse kaydının hukuki değerini yitirdiğini, kazandırıcı zamanaşımı süresi dolduğundan, fiili taksim ve anlaşma uyarınca bu kişiler adına tapuda görünen ¾ hisseden daha az hissenin isabet ettiğini, bu nedenle davalıya satılan ve davacılarca kullanılan 843/8712 hissenin iptali ile davacılar adına tescilini, böylece davacıların toplam hissesinin 3021/8712 olarak tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın yasal şartlarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece 2 haftalık kesin süre verildiği kesin sürenin gereklerinin yerine getirilmediği keza bir an için bu sürenin gereklerinin yerine getirildiğinin kabul edilmiş olması ihtimali durumunda da davacılar tarafından dosyaya sunulan taksim sözleşmesinin davalıyla düzenlenmediği bu sözleşmenin tarafı olmayıp bu bakımdan kendisini bağlamayacağı diğer yandan HMK'nın 698/2 maddesi uyarınca paylaşmayı isteme hakkının hukuki işlemle en çok 10 yıllık süre ile sınırlandırılabileceğinin düzenlendiği, davacı ve dava dışı kişilerce yapılan taksim sözleşmesinin herhangi bir şekilde tapuya şerh verilmediği söz konusu taşınmazın tapulu taşınmaz olduğu, bu bakımdan tapulu bir taşınmazın mülkiyet hakkının fiili kullanım sözleşmesi ile kullanım hakkı kendisine bırakılan kişi lehine mülkiyet hakkı doğurmayacağı, yine TMK'nın 713/1 ve 2. fıkralarının da mevcut olayda uygulanamayacağı zira olağanüstü zamanaşımıyla iktisabın ancak maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş kimse adına kayıtlı taşınmazlar yönünden mümkün olduğu, keza taşınmazın müşterek mülkiyet halinde olup mirasçıların yaptığı taksim sözleşmesinin TMK'nın 676. maddesi gereği iştirak halinde mülkiyette söz konusu olabileceği ve imzaları olması halinde mirasçıları bağlayacağı mirasçı olmayan üçüncü kişileri bağlamayacağı gözetilerek oluşan vicdani kanaat ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava noterde yapılan fiili taksim sözleşmesi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır.
Davacı vekili, dava konusu taşınmazın davacıların murisi ... ile ...’in kardeşleri ..., ... ve ...’in ¼'er hisseli şekilde 22.01.1969 tarihinde ortak olarak satın aldıklarını ve satın aldıktan sonra da dava konusu taşınmazı 15.07.1983 tarihinde noterde yapılan fiili paylaşım sözleşmesiyle paylaştıklarını, daha sonra davacıların murisi dışındaki diğer hissedarların tapudaki toplam ¾ hisselerini davalı ...’e sattıklarını, fiili paylaşım sözleşmesine göre davalıya hisse devrinin yapılmadığını, bu fiili paylaşım sözleşmesi ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlik hukuki sebebine dayanarak tapunun iptali ile tescilini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu 1283 parsele ilişkin tapu kayıtları ve tedavülleri ilgili yerden getirtilerek dosya arasına alınmıştır. Bu kayıtlara göre dava konusu 1283 parsel davacıların murisi ... ve 3 kardeşi ..., ... ve ... ... tarafından tapuda 22.01.1969 tarihinde paylı mülkiyet halinde ¼'er hisseli olarak satın alınmıştır.
Bilinmektedir ki muris ve kardeşleri tarafından dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihte ve fiili paylaşımın yapıldığı tarihte taşınmaz paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunduğuna, tapulu taşınmazların satışı TMK'nın 706, BK'nun 213 (6098 sayılı TBK'nın 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceğine,TMK'nın 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartının bir ispat şekli olmayıp bir geçerlilik şartı olduğuna, davacı tarafça TMK'nın 713/2.maddesindeki nedenlere de açıkça dayanılmadığına göre, mahkemece yazılı gerekçelerle esasa ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 8,20 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön