8. Hukuk Dairesi 2015/14908 E. , 2018/9268 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin tapuda kayıtlı olmayan ve sınırlarını belirttiği bağ vasfındaki dava konusu taşınmazı 31/03/2002 tarihinde harici satış sözleşmesi ile dava dışı ...'dan satın aldığını, ...'nın söz konusu taşınmaza yaklaşık 50 yıldır davasız ve aralıksız eklemeli zilyet olduğunu, vekil edeninin söz konusu taşınmazı aynı zamanda imar ve ihya ederek bağ evi yaptığını ve meyve ağaçları yetiştirdiğini, bu şekilde vekil edeni adına kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek dava konusu taşınmazın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde yapılan tapulama çalışmalarının 24/06/1986 tarihinde kesinleştiğini ve dava konusu yerin orman olduğu gerekçesiyle tapulama harici bırakılan yerde kaldığını, dava konusu yerde orman kadastro çalışmalarının ise 2003 yılında kesinleştiğini, orman kadastrosuna göre orman dışında bırakılma tarihinden dava açma tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davacı yararına zilyetlikle mal edinme koşullarının gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine ve taşınmazın ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar dava konusu taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden orman kadastrosunun kesinleştiği 2003 yılından dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmamış olup davacı yararına zilyetlikle mal edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine ve fen bilirkişilerin 05/05/2014 tarihli raporunda A harfi ile gösterilen yerin tarla vasfı ile ... adına tesciline karar verilmiş hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma, eklemeli zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan kadastro çalışmalarının 24.06.1986 tarihinde kesinleştiği ve bu çalışmalar sırasında dava konusu yerin orman olduğu gerekçesi ile tapulama harici bırakıldığı, orman kadastro çalışmalarının ise 31.08.2003 tarihinde kesinleştiği ve dava konusu taşınmazın orman sınır hattının dışında orman olmayan kısımda kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar dava konusu taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden orman kadastrosunun kesinleştiği 2003 yılından dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Az yukarıda bahsi geçen dava konusu yer, belirlenen niteliğine göre imar ihyaya muhtaç yerlerdendir. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Mahkemece 21.04.2014 tarihinde dava konusu taşınmaz başında bir fen, bir orman ve bir ziraat bilirkişi ile keşif yapılmış, mahalli bilirkişiler ve davacı tanığı dinlenmiş, hava fotoğrafları dosya arasına alınmış, 1952 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarına göre de dava konusu taşınmazın herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmayan ve orman olmayan alanda yer aldığı orman bilirkişisi raporunda tespit edilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme dava konusu taşınmazın imar-ihyaya dayalı olarak tesciline karar verilebilmesi için yeterli değildir.
Şöyle ki, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin ve davacı tanığının beyanları, dava konusu taşınmazın kimden kime, ne şekilde geçtiği, davacının eklemeli zilyetliğinin ne şekilde gerçekleştiğini ispatlamaya yeterli olmadığı gibi, davacı tarafından dosyaya sunulan satış senedi ile mahalli bilirkişi beyanları arasında çelişkiler oluşmuştur. Yine dosya arasına alınan 1952 ve 1985 tarihli hava fotoğrafları da dava konusu taşınmazın kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi şüpheden uzak bir şekilde ispatlamaya elverişli değildir. Dava konusu taşınmaza ilişkin hava fotoğrafları hakkında rapor sunan bilirkişiler bu konunun uzmanı bilirkişiler olmadığı gibi anılan hava fotoğrafları süre bakımından da yetersizdir. Bu nedenle bu hava fotoğraflarının incelenmesi sonucu verilen rapora değer verme olanağı bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece yapılacak iş doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle 1990-2008 tarihleri arasında çekilmiş en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra, taşınmazların bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik zirai bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısını mukayese eder şekilde taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapora taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli jodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, mahkeme gözlemi de tutanağa yansıtılmalı ve bundan sonra, taşınmazın zilyetlik ile iktisabında asıl olanın ekonomik amaca uygun olarak en az 20 yıl süreyle malik sıfatıyla kullanım olduğu hususu da gözönünde bulundurularak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
Yine az yukarıda da belirtildiği üzere dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında ... yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi zorunludur. Her ne kadar davada ... ve ... Belediye Tüzel Kişiliği davalı olarak yer almış ise de 6360 sayılı Kanun uyarınca ... İli'nin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlenmiş olması karşısında ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada taraf olması gerekmektedir. Hal böyle olunca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı yöntemince davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması hususunda davacıya süre verilmeli, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin sorularak toplanması ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2015/14908 E. , 2018/9268 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat