8. Hukuk Dairesi 2016/13758 E. , 2018/2751 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/13758 E. , 2018/2751 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, 27/08/2013 tarihinde haczedilen mallarla ilgili olarak davalı tarafça istihkak iddiasında bulunulduğunu, davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, haciz yapılan iş yerinin müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, haczedilen menkul malların müvekkilinin elinde ve adresinde haczedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, haciz adresinin davalı 3. kişi şirkete ait olduğu gerekçesi ile bilirkişi raporu uyarınca davalı 3. kişi şirketin ticari defterlerinde kayıtlı faturalarda yer alan mahcuzlar yönünden davanın reddine, kayıtlı olmayan faturalarda yer alan mahcuzlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davacı alacaklı vekili ve davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1-Hemen belirtmek gerekir ki, derdestlik yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü MuhakemeleriKanunu'nda ilk itiraz olarak düzenlendiği halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un 114/1-(ı) maddesi ile dava şartı olarak kabul edilmiştir. Dava şartları, Mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni' ile ilgili zorunlu bir durumdur.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı tarihte bulunmaması veya bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, mahkemenin davayı mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (mesela, görev, hukuki yarar gibi) yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (mesela, kesin hüküm gibi). Olumsuz dava şartlarından birisi mevcutsa veya olumlu dava şartlarından biri mevcut değilse, davanın esası incelenemez.
Dava şartlarından biri olmadan açılan davada, açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Dava şartının eksik olması halinde nasıl bir usul işlemi yapılacağı, 6100 sayılı HMKnun 115. maddesinde belirlenmiş, ikinci fıkrasında ise mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği hükme bağlanmıştır.
Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmış olduğundan artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle daha önce açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın ikinci kez açılması halinde, davacının bu ikinci davayı açmasının hukuki olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK'nun 114.maddesi ile derdestlik dava şartı kabul edilerek, maddenin (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme ile derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilerek ilk itiraz olmaktan çıkarılmıştır.
Derdest bir davanın koşulları 6100 sayılı HMK'nun 114/2-1. maddesinde 'Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” şeklinde belirtilmiştir. Derdest bir davanın ilk koşulu, aynı davanın, tarafları, müddeabihi ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılması, ikinci koşulu ise daha önce açılmış bulunan davanın halen görülmekte olması, kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması halinde derdest bir davanın varlığı kabul edilmelidir.
Somut olaya gelince Dairemizde temyiz incelemesi aşamasında bulunan ... 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/918 Esas, 2014/536 Karar sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde, davanın eldeki davanın davacısı tarafından aynı davalılara karşı açıldığı, dava konusu haczin ve mahcuzların aynı olduğu ve davacı alacaklı tarafından davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi isteğinde bulunulduğu ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca Mahkemece davanın derdestlik nedeniyle ön koşul yokluğundan reddi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı 3. kişi lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön