8. Hukuk Dairesi 2015/10889 E. , 2018/2669 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/10889 E. , 2018/2669 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı 3. kişi vekili, borçlu ...San.Tic.A.Ş. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde fabrika binasında bulunan makinelerin haczedildiğini ve satışının yapılacağını 08.12.2014 tarihinde haricen öğrendiklerini, müvekkili şirketin borçlu şirket ile yaptığı işler karşılığı alacaklı olduğu miktarın ödenmemesi sebebi ile yapılan anlaşma ile alacaklarına karşılık gelecek miktarda makine, alet ve bilgisayar gibi malzemelerin 01.07.2008 tarihli faturalar karşılığında satın alındığını, böylece makinelerin mülkiyetinin müvekkili şirkete geçmiş olduğunu, sözkonusu makinelerin fatura karşılığı başka firmalara müvekkili tarafından satıldığını, borçlu şirketin borcundan dolayı bu makinelerin haczedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istihkak iddialarının kabulü ile, makinelerin mülkiyetinin borçlu şirkete ait olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça davaya konu malları başka firmalara sattığını ve zilyetliklerini devrettiklerini beyan ettiğini, bu sebeple öncelikle davanın ehliyet yokluğu yönünden reddi gerektiğini, fabrika içerisinde yer alan dava konusu makinelerin taşınmazın bütünleyici parçası olduğunu ve ipotekli taşınmazdan ayrı olarak satılamayacaklarını, davacının amacının satış sürecini uzatmak ve sürüncemede bırakmak olduğunu belirterek davanın reddi ile %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu vekili, davayı kabul ettiklerini, dosyaya sunulan faturalara göre iflas erteleme kararından önce davaya konu malları davacı şirkete sattıklarını, davaya konu malların kendilerinden sonraki maliklerinin davacı olduğunu, şu anki akıbeti hakkında bir bilgilerinin olmadığını beyan etmiş ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkemece, haczedilen fabrikanın bulunduğu taşınmazın borçluya ait olduğu, dolayısıyla mülkiyet karinesinin borçludan yana olduğu, dava konusu makinelerin kendilerine ait olduğunu iddia eden davacının gösterdiği faturaların her zaman düzenlenebilen nitelikte olduğu, başkaca delil sunamadığı, davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK'nun 96/1. maddesinde, 3.kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği öngörülmüştür. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir.
Ancak somut olayda, davacı yukarıda yazılı haklardan herhangi birine dayanmamış, daha önce satıp zilyetliğini de devrettiği ve artık mülkiyet ilişkisinin kalmadığı malların mülkiyetinin davalı borçluya ait olmadığının tespitini istemiştir. Bu durumda, davacı 3.kişinin davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) olmadığından davanın reddi gerekirken, davanın esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu doğrultuda, davalı alacaklı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nun 438/son maddesi gereğince değiştirilmiş bu gerekçe ile düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, vekalet ücreti bakımından ise, hüküm fıkrasının 5. bendindeki “... 1200 TL davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine” ibaresinin çıkarılarak yerine '500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine..' ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile 1086 sayılı HUMK'nun 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön