8. Hukuk Dairesi 2016/13046 E. , 2018/1698 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/13046 E. , 2018/1698 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.02.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraflardan kimse gelmedi. Karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, vekil edenleri ile davalıların kardeş olduklarını, davaya konu eski 466 parsel, yeni 411 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliki muris ...'in tarafların babası olduğunu, davaya konu taşınmazın 1975 yılında davacılar ve davalıların murisi olan ... tarafından satın alındığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zemin (dükkan) üstünde 3 normal kattan ibaret yapının vekil edenleri tarafından inşa edildiğini belirterek, dükkan ve üstü normal katın davacılara aidiyetine, 2. normal katın davacılar İsmail ve Hasan'a aidiyetine, 3. ve son katın ise davacı ...'e aidiyetine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu edilen binanın muris tarafından yaptırıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın tarafların murisi adına 06/08/2002 tarihinde imar yolu ile tapuya tescil edildiği, dava konusu taşınmaz üzerinde, zemin+3 katlı binanın bulunduğu, davacılar tarafından bahsi geçen binanın kendileri tarafından meydana getirildiğinin tespitinin istendiği, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği ve mahkemece davacının somut bir olguya dayanmadığı ve soyut iddia niteliğindeki bir tanık beyanı dışında hiçbir delil ibraz etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, az yukarıda bahsedilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davacı vekili 01/11/2013 tarihli dava dilekçesinin ekinde yer alan delil listesinde yemin deliline açıkça dayanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK’nun 6. maddesine göre iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacıların dava konusu taşınmazdaki muhdesatların kendilerine ait bulunduğu iddiasının ispatı bakımından yemin deliline dayandığı ve yemin hakkının mahkemece hatırlatılmamış olması temyiz konusu yapıldığına göre, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklifi hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının 6100 sayılı HMK'nun 228 ve devamı maddeleri gereğince davet edilip yeminli beyana başvurulması ve toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları / miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeden davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön