8. Hukuk Dairesi 2017/8985 E. , 2018/1396 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/8985 E. , 2018/1396 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vesayet


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde davacılar alzheimer hastası 1942 doğumlu babaları ...'in, sürekli olarak yardıma ihtiyaç duyduğunu, yaşı ve hastalığı sebebi ile işlerini tek başına görebilecek durumda olmadığını, kardeşleri ... ve ...'ın babalarının bu zor durumundan faydalanarak taşınmazlarını ve mal varlığını kendi adlarına devrettiklerini ileri sürerek kısıtlanması istenmiş mahkemece, kısıtlanması istenilen ... hakkında akıl sağlığı yönünden alınan sağlık kurulu raporu doğrultunda davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405, 406 ve 408. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, malvarlığını kötü yönetme ve yaşlılık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçüklerin ve istisnaî olarak velâyet altına alınmamış bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen bir hukukî kurumdur.
Kısıtlanmayı gerektiren haller kanunda tahdidi olarak sayılmış olup ergin bir kişi hakkında kısıtlama kararı verilerek, kendisine vasi atanabilmesi için, Türk Medenî Kanunu'nun 405-408. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı gerekir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle, ergin bir kişi, işlerini göremediği veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerektiği ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye soktuğu takdirde, kısıtlanır (TMK.md.405/I).
Türk Medenî Kanunu'nun 406. maddesinde savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır.
Ergin bir kişi, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olursa kısıtlanır (TMK m.407).
Ergin bir kisi, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat ederek, kısıtlanmasını isteyebilir (TMK. md.408).
Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanunu'nun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteğe bağlı kısıtlama hâllerinde, kısıtlanması istenilenin dinlenmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmî sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kisiyi dinleyebilir.
1- TMK'nın 405. ve 408. maddeleri yönünden yapılan inceleme dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava dilekçesindeki anlatım ile akıl sağlığı, yaşlılık ve hastalığın yanında TMK 406. madde kapsamında savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme sebebi ile ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesinden bahsedilerek kısıtlama kararı verilmesi istenmiştir.
Vesayete ilişkin davalar kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle re'sen araştırmayı gerektirdiğinden mahkemece, dava dilekçesinde davacının bildirdiği hususlar araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Somut olayda mahkemece, sağlık kurulu raporu alınarak ilgilinin akli durumu değerlendirilmiş ve rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ise de Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesi yönünden herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Türk Medenî Kanunu'nun 406. maddesinde 'Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.' hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesinde kısıtlanması istenilen ...'in 1942 doğumlu olduğu, fiziksel olarak işlerini tek başına göremediği, ... ve ...'ın babalarının bu durumundan faydalanarak taşınmaz ve taşınırları kendi adlarına devrettikleri iddiası olduğu halde mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesi uyarınca herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Vesayet hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece re'sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek, Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesinde yer alan hususlar yönünden re'sen ve tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp değerlendirilmesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin yazılı temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, HUMK'nın 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 25.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön