8. Hukuk Dairesi 2017/9140 E. , 2018/475 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/9140 E. , 2018/475 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vesayet


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı dava dilekçesinde, amcası ...'ın hastalığı ve yaşlılığı sebebiyle işlerini göremediği ve malvarlığını kötü yönettiğini belirterek kısıtlanması ve kendisinin vasi tayin edilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme ile kısıtlı adayı hakkında alınan sağlık raporu ve kısıtlı adayı tarafından kısıtlanmaya ilişkin talep olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1 maddesinde de mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmış olup Mahkemece, 320/1 maddesi gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki anılan maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması ve hukukun cevaz verdiği hallerinde (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya Kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı durumlarda dosya üzerinden karar verilebilir. (Örneğin İİK.nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi) Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez.
Bilindiği üzere HMK nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.
Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMKnun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 6100 sayılı HMKnun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön