İlk Tebligat İade Edildiğinde, 7201 Sayılı TK'nın 21/2. Md.Göre Tebligat Yapılır


İcra ve İflas Hukukunda Tebligat İşlemleri, Usulsüz Tebligat, Geçerli Tebligat Şartları, Tebligatın İncelenmesi.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

TK.nun 10/1.maddesi gereğince muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, aynı maddenin 2.fıkrası gereğince aynı Kanunun 21/2.fıkrasına göre tebligat çıkartılabilir. İlk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Somut olayda bilinen adrese çıkarılan tebligat bilâ tebliğ iade edildiğine göre, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine normal değil, TK'nun 21/2.maddesine göre tebligat çıkarılması gerekir.


7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, iade edilmeyip "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz





T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2014/29376
KARAR NO: 2015/4804


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi N.Y. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı olarak genel haciz yoluyla takibe başlandığı, borçlunun bilinen adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ dönmesi üzerine, alacaklı tarafından muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılmasının talep edildiği, talebin icra müdürlüğü tarafından reddedildiği, bu işlemin şikayet edildiği ve mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmüştür.

Bilinen adrese çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ edilmesi üzerine, Tebligat Kanunu'nun 10/2.maddesine göre, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve çıkaran mercii tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2.maddesi gereğince ilgili şerh verilerek Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılır. Bilinen adrese çıkarılan tebligat bilâ tebliğ döndüğü ve ilk tebligatta Tebligat Yönetmeliği'nin 30.maddesi gereğince araştırma yapılmasına rağmen, muhatabın taşındığı adres tespit edilmediği için, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine çıkarılacak tebligatın TK.nun 21/2. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2.maddesine uygun olarak çıkarılması gerekir.

Somut olayda borçlunun bilinen adresine Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, tebligatın muhatabın adresten taşındığı ve yeni adresinin bilinmediği şerhi ile bilâ tebliğ iade edildiği, alacaklı vekilinin TK.nun 21/2.maddesi gereğince tebligat çıkarılması talebinin icra müdürlüğü tarafından "kişinin bilinen son adresinin olarak mevcut mernis adresine normal tebligat gönderilmesi gerektiği" gerekçesi ile kabul edilmediği görülmüştür.

İcra müdürlüğünün ve mahkemenin yorumları Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırıdır. Dairemizce sapma göstermeden uygulandığı üzere, TK.nun 10/1.maddesi gereğince muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, aynı maddenin 2.fıkrası gereğince aynı Kanunun 21/2.fıkrasına göre tebligat çıkartılabilir.İlk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir.Somut olayda bilinen adrese çıkarılan tebligat bilâ tebliğ iade edildiğine göre, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine normal değil, TK'nun 21/2.maddesine göre tebligat çıkarılması gerekir.

O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2015/11933
KARAR NO: 2015/14313



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 9 ödeme emrinin 03/10/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 28/10/2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 23/10/2013 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 10/1. maddesinde ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.'' hükmü yer almaktadır. 11/01/2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanun'un 3. maddesiyle eklenen 10/2. maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır'' düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa'nın Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanun'un 5. maddesiyle eklenen 21/2. maddesinde de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır'' hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, iade edilmeyip "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.

Dairemizce sapma göstermeden uygulandığı üzere, TK'nun 10/1. maddesi gereğince muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, aynı maddenin 2. fıkrası gereğince adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine normal değil, aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılabilir.

Somut olayda borçlunun bilinen adresine Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, tebligatın muhatabın taşındığı şerhi ile bilâ tebliğ iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçlunun mernis adresine TK'nun 21/2. maddesi gereğince, yönetmeliğin 16/2. maddesinde öngörülen şerh de verilmek suretiyle ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür.

O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2015/11423
KARAR NO: 2015/14365



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

TK.nun 10. maddesi uyarınca önce bilinen adrese tebligat yapılmadan doğrudan doğruya TK.nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi de usulsüz olduğu gibi, koşulların oluşması halinde, tebligatın 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılması durumunda tebligatta, tebliğin 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği yönünde bir şerh bulunması gerekir aksi durum tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurur. Buna göre gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliğinde;

Davalı paydaşlardan K.A., A.H., R.H.’na (dava dilekçesinde olduğu gibi) doğrudan doğruya 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ yapıldığı, bunun yanında 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağına yönelik şerhin de tebligatta bulunmadığı,

Davalı paydaşlardan F.H., B.A.’e 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapıldığı ancak 7201 sayılı Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağına yönelik şerhin tebligatlarda bulunmadığı dolayısıyla gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğu görülmüştür.

Bunun yanında, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin M.H.’nun adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin 7201 sayılı Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda adı geçen kişilere gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin, bahse konu usulsüzlüğe yönelik yukarıdaki açıklamalar gözetilerek, usulüne uygun tebliğ ettirilerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Tebligat İşlemleri” sayfasına dön