T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2008/12-538
K. 2008/576
T. 8.10.2008
• ÖDEME EMRİ TEBLİGATININ İPTALİ İSTEMİ ( Tebliğ İşleminin Usulüne Aykırı Olarak Yapılmış Olması Halinde Bu Durumun Düzeltilmesi İçin Başvuru Hakkı Tebliğ Yapılan Muhataba Ait Olduğu)
• AKTİF HUSUMET EHLİYETİ ( Şikayet Yolu İle Ödeme Emri Tebligatının İptali İstemi – Şikayet Tarihi İtibariyle Şirket Yetkilisi Olmadığı Belirgin Olan Şikayetçinin İşlemin İptalini İstemesinde Aktif Husumet Ehliyeti Bulunmadığı )
• ŞİRKET YETKİSİLİ OLMAYAN ŞİKAYETÇİ ( Şikayet Yolu İle Ödeme Emri Tebligatının İptali İstemi – Şikayet Tarihi İtibariyle Şirket Yetkilisi Olmadığı Belirgin Olan Şikayetçinin İşlemin İptalini İstemesinde Aktif Husumet Ehliyeti Bulunmadığı )
• TEBLİĞ İŞLEMİNİN USULÜNE AYKIRI OLARAK YAPILDIĞI İDDİASI ( Bu Durumun Düzeltilmesi İçin Başvuru Hakkı Tebliğ Yapılan Muhataba Ait Olduğu )
• ŞİKAYET DAVASI ( Ödeme Emri Tebligatının İptali İstemi – Tebliğ İşleminin Usulüne Aykırı Olarak Yapıldığı İddiası )
7201/m.32
ÖZET : İstek, şikayet yolu ile ödeme emri tebligatının iptaline ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba aittir. Tebliğ yapılan muhatap tasfiye memuru değil, borçlu Tasfiye Halindeki Şendok Sentetik Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.dir. O halde, söz konusu tebliğ işleminin iptalinin de bu şirketin ( tasfiye halinde olduğu da gözetilerek ) yasal yetkilisi tarafından istenmesi gerekir.
O halde, şikayet tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı belirgin olan şikayetçinin, işlemin iptalini istemesinde aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece husumet sebebiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 29.03.2007 gün ve 2006/1485-2007/292 sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 29.01.2008 gün ve 2007/23523-2008/1444 sayılı ilamı ile;
( … Alacaklı tarafından borçlu Sendok Sentetik Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında kambiyo senedine mahsus yapılan takiple ilgili olarak ödeme emri borçlu şirket adına yetkili tasfiye memuru Fatma Gölbaşı’na 15.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Adı geçen tasfiye memuru 04.01.2006 tarih, 2006/221 yevmiye no ile Adana 9. Noterliğinden düzenlemiş olduğu ihtarname ile tasfiye memurluğu görevinden istifa ettiğini tasfiye halindeki borçlu şirkete bildirdiği görülmüştür. Bu istifa tarihinden sonra 19.12.2006 tarihinde Fatma Gölbaşı İcra Mahkemesi’ne başvurarak kendisine yapılan tebligatın iptalini talep etmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu 32. maddesi uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba aittir. Tebliğ yapılan muhatap tasfiye halindeki borçlu Sendok Sentetik Tekstil San. ve Tie. Ltd. Şti olup, bunun yetkilisi tarafından söz konusu tebliğ işleminin iptalinin talep edilmesi gerekir. Şikayetçi, şikayet tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığından işlemin iptalini istemesinde aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece husumet sebebiyle şikayetin reddine karar verilmesi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İstek, şikayet yolu ile ödeme emri tebligatının iptaline ilişkindir.
Karşı taraf/alacaklı şirket tarafından, borçlu tasfiye halindeki şirket aleyhine 19.07.2006 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmış; ödeme emri borçlu şirket ismine ancak eski tasfiye memuru olan şikâyetçinin adresine tebliğe çıkarılmıştır. Tebligat tanınmadığından iade edilmekle bu kez Adana Ticaret Odasının yazısına ve alacaklı vekilinin talebine dayanılarak Tebligat K.35’e göre tebliğe çıkarılmış; bizzat şikâyetçiye “yetkili tasfiye memuru Fatma G.’na tebliğ edildi.” açıklaması ile, 15.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Şikayetçi eski tasfiye memuru 19.12.2006 günlü eldeki şikayetinde; Adana 9.Noterliğinin 04.01.2006 tarih ve 221 yevmiye nolu ihtarname ile takip borçlusu Limited Şirketin tasfiye memurluğundan istifa edip, istifasının da Adana Ticaret Sicil Memurluğunda tescil edildiğini, bu nedenle müvekkiline 15.12.2006 tarihinde yapılan tebligatın geçerli olmadığını, müvekkilinin bu konuda yetkisinin
kalmadığını, bildirerek ödeme emri tebligatının iptalini istemiş; mahkemece talep kabul edilmiştir.
Kararı karşı taraf/alacaklı vekili temyiz etmiş, özel dairece önce karar onanmış; karşı taraf/alacaklı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine: “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca tebliğ usulüne aykırı yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba aittir. Borçlu şirket adına bu yönde bir istem mahkemeden istenmediğine göre yetkisi olmayan önceki tasfiye memurunun başvurusunun kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkeme önceki kararında direnmekle, hükmü temyize karşı taraf/alacaklı vekili getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ödeme emrinin tebliğinden önce tasfiye memurluğundan istifa etmiş olan eski tasfiye memurunun kendisine borçlu şirket adına yapılan ödeme emri tebligatının iptalini istemesinde aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti Medeni Hukuk’taki medeni haklardan istifade ( hak ) ehliyetinin Medeni Usul Hukuku’nda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulundukları Medeni Kanun’a göre belirlenir ( HUMK m. 38, TMK m. 8 ve m. 48 ). Buna göre, medeni haklardan istifade ( hak ) ehliyeti bulunan her gerçek ( TMK m. 8 ) ve tüzel ( TMK m. 48 ) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 552. maddesi hükmü aracılığıyla, limited şirketlerin tasfiyesinde de uygulanması gereken aynı Kanunun 438,439 ve 440.maddeleri hükmüne göre iflastan başka bir nedenle infisah eden veya münfesih sayılan şirket tasfiye haline girer. Şirketin tasfiye haline girdiği tasfiye memurlarının kim olduğu, ticaret siciline tescil ettirilir.
Tasfiye sonuçlanıp sicil kaydı silininceye kadar tasfiye amacı ile sınırlı olarak şirketin tüzel kişiliğinin de devam edeceği tasfiye memurlarınca yapılamayan zorunlu işlerle sınırlı olmak üzere şirketin organlarının da faaliyetlerini sürdüreceği tartışmasızdır. Kuşkusuz bu durumda şirketi tasfiye memurları temsil edeceği gibi şirketin ticaret ünvanı önüne “Tasfiye Halinde” sözcükleri eklenerek kullanılır. Bu düzenlemenin sonucu olarak tasfiye haline giren şirket aktif ve pasif dava ehliyetini koruduğu gibi, ticari mümessil ile tasfiye amacı dışında işlere yetki veren vekillerin yetkileri hariç diğer vekillerin vekalet görevi ile daha önceden imzalanmış sözleşmelerden kaynaklanan şirket yükümlülükleri de aynen devam eder. Şirketi tasfiye memurları temsil ettiğinden tasfiye halindeki şirkete ilişkin dava ve takiplere ilişkin tebligatların da tasfiye memur yada memurlarına yapılması gerekir. Tasfiye memuru atanmamış veya atanmış ta herhangi bir nedenle usulünce görevi sona ermişse yeni tasfiye memuru atanana kadar tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eden şirket tüzel kişiliği aktif ve pasif dava ehliyetine sahiptir.
Diğer taraftan, özel hukuk tüzel kişilerine tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri ve Tebligat Tüzüğü’nün 17 ve 18.maddelerinde açıkça gösterilmiştir. Buna göre; özel hukuk tüzel kişilerine yapılacak tebligat, bunların yetkili temsilcilerine yapılır. Eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir. Ayrıca, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 23. maddesinin 19.3.2003 gün 4829 sayılı Kanunla yapılan değişik 8. bendi gereğince “tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının bulunması” tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlardandır.
Yine, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “usulüne aykırı tebliğin hükmü” başlıklı 32. maddesinde yer alan “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır./ Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Hükmü uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı da yine tebliğ yapılan muhataba aittir.
Somut olaya gelince; alacaklı tarafından 19.07.2006 tarihli takip talebi ile dava dışı borçlular Dut A.Ş. ve Şendok Sentetik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişilmiş; Örnek 10 ( eski Örn163 ) ödeme emri Dut A.Ş.ye 27.07.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; Şendok Sentetik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına ancak istifa eden tasfiye memurunun istifa dilekçesindeki adresi olan Dumlupınar mah. 14.Sok.NO: 17 Seyhan Adana adresine tebliğe çıkarılmış; adreste bulunan Ayşe Gölbaşı şirketi tanımadığını ifade ettiğinden 27.07.2006 tarihinde merciine iade edilmiştir. İcra Müdürlüğünce Adana Ticaret Odasından şirket adresi sorulmuş; İcra dosyasında bulunan Adana Ticaret Odasının 26.10.2006 tarih ve 4484 sayılı yazısında Şendok Sentetik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tasfiye halinin devam ettiği, tasfiye adresinin Dumlupınar mah. 14.Sok.NO: 17 Seyhan Adana olduğu bildirilmiştir. Bu kez alacaklı vekilinin 06.12.2006 tarihli talebi üzerine 35.maddeye göre tebligat çıkarılmış ve tebligatta “yetkili tasfiye memuru Fatma G.’na tebliğ edildi. 15.12.2006 saat 11.50” açıklamasıyla şikayetçiye tebliğ edilmiş; şikayetçi eldeki 19.12.2006 tarihli başvurusu ile istifa olgusuna dayanarak ödeme emri tebligatının iptalini istemiştir.
Borçlu şirketin, 38050 sicil numarasında “Tasfiye Halinde Limited Şirket” olarak sicilde kayıtlı olduğu,17.01.2005 tarihinde tasfiyeye girerek tasfiye memurluğuna da şikayetçi Fatma G.nın seçildiği, adı geçenin Adana 9.Noterliğinden 04.01.2006 tarih ve 221 yevmiye no ile onaylı istifanameye göre tasfiye memurluğu görevinden istifa ettiği, şirkete yeni tasfiye memurunun atanmadığı, şirket adresinin “Ceyhan yolu üzeri 15 km. Bila no Adana”, şirketin tasfiye adresinin ise “Dumlupınar Mah.14.Sok.No : 17 Seyhan/Adana” olduğu Adana Ticaret Sicil Memurluğunca ve Adana Ticaret Odasınca düzenlenen belge kapsamlarından anlaşılmaktadır.
Görülmektedir ki, gerek takip, gerek ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirket tasfiye halindedir ve şikayetçi, borçlu şirketin tasfiye memurluğu görevinden istifa etmiş; Adana 9.Noterliğinden 04.01.2006 tarih ve 221 yevmiye no ile düzenlenmiş olan istifasını hem tasfiye halindeki şirkete hem de ticaret sicil kayıtlarına bildirmiştir.
Ödeme emri tebligatı ise ismen tasfiye memuruna değil, tasfiye halindeki şirket adına ancak şirketin tasfiye adresine çıkarılmış; istifa etmiş olan tasfiye memurunca tebellüğ edilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba aittir. Tebliğ yapılan muhatap tasfiye memuru değil, borçlu Tasfiye Halindeki Şendok Sentetik Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.dir. O halde, söz konusu tebliğ işleminin iptalinin de bu şirketin ( tasfiye halinde olduğu da gözetilerek ) yasal yetkilisi tarafından istenmesi gerekir.
O halde, şikayet tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı belirgin olan şikayetçinin, işlemin iptalini istemesinde aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece husumet sebebiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Usulsüz Tebligata Dair Şikayetin Tebligatın Yapıldığı Kişi Tarafından Yapılması Gerekir
- Hepsihukuk
- Mesaj Panosu Yöneticisi
- Mesajlar: 2291
- Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
- İletişim:
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 369 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 292 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 449 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 1556 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 583 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 439 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 482 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 674 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 371 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 347 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk