8. Hukuk Dairesi 2016/12830 E. , 2019/10156


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/12830 E. , 2019/10156 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tespit talebinin kabulüne karar verilmiş olup, hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 2611 ada 7 parsel numaralı taşınmazın ¾ oranında pay maliki olduğunu, taşınmazın tamamını nizasız ve fasılasız olarak 35 yılı aşkın süredir kullandığını, anılan taşınmazın ¼ hisseli malikinin, tapu kayıtlarında ... adlı kişi olarak göründüğünü, bu kişinin müvekkilinin tüm araştırmalarına rağmen kim olduğunun belirlenemediğini, ölü yahut gaip olup olmadığının da belirsiz olduğunu açıklayarak, vekil edeninin, anılan taşınmazın tamamına 35 yılı aşkın süredir, nizasız ve fasılasız iyiniyetli olarak zilyet olması nedeniyle, dava konusu 2611 ada 7 parsel numaralı taşınmazın, tapuda ... Karısı ... adına kayıtlı ¼ hissesinin TMK’nin 713/2. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar ..., ..., ... ve ... vekili davaya cevap dilekçesinde ve aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
Diğer bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili de cevap dilekçesinde ve aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak açılmış iken bilahare tazminata dönüştürülmüş olması nedeniyle tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davanın tespit talebi olarak kabulü ile dava konusu 2611 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan “... : ... karısı” adına kayıtlı ¼ hisse üzerinde davacının hak sahibi olduğunun tespitine, dava konusu bu hisseye ilişkin kamulaştırma bedelinin karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi üzerine hüküm, bir kısım davalılar ..., ..., ..., ... ve ... Vekili ile diğer bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş, diğer bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekiline temyiz harç ve giderlerinin ikmali için tebliğ edilen ve ihtaratlı iki haftalık süre içeren muhtıranın gereği olarak verilen sürede temyiz harç ve giderlerinin ikmal edilmemesi üzerine anılan diğer bir kısım davalılar Mahkemenin 16.05.2016 tarihli ek kararı ile temyizden vazgeçmiş sayılmışlardır.
Dava, davacı vekilinin dava dilekçesi, somutlaştırmaya ilişkin 20.09.2012 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesindeki açıklamalarına göre, TMK’nin 713/2. maddesinde yazılı, kayıt malikinin tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması hukuki nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, davanın açılmasından sonra dava konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle yargılama safhasında ise tazminat isteğine ilişkindir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (HGK'nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/ 8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir.
TMK'nin 713/2. maddesinde 3 ayrı hal düzenlenmiştir. Bu sebeplerden, 'ölüm', 'malikin tapu kütüğünden anlaşılamayan' ve 'gaiplik' nedenlerine dayalı davalar farklı davalardır. Birbirinden farklı olan bu haller gerek taraf teşkili, gerek araştırma yöntemi ve gerekse doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından birbirinden farklıdır. Başka bir anlatımla TMK’nin 713/2. maddesinde yazılı “…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş…” halleri kazanmayı sağlayan davasız, aralıksız 20 yıldan fazla malik sıfatıyla geçen zilyetlik olgusuyla birleşmiş, iç içe ve birbirinden ayrı üç dava sebebidir. 6100 sayılı HMK’nin 26. maddesine göre de, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, kadastro tutanağı ile dayanak tapu kayıtlarındaki açıklamalar karşısında dava konusu 2611 ada 7 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydında ¼ payın maliki olarak görünen “... karısı ...” nin kim olduğu anlaşıldığına, dosyaya sunulan mirasçılık belgesine göre mirasçıları belirlendiğine göre, dayanılan hukuki sebep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece dayanılan hukuki nedende hataya düşülerek, talep dışında, ölüm hukuki nedenine yönelik bir takım açıklamalardan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle bir kısım davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön