8. Hukuk Dairesi 2016/13795 E. , 2019/9526 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/13795 E. , 2019/9526 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, davalı üçüncü kişi Bankaya haciz müzekkeresi gönderildiğini, davalı Bankanın rehin, takas ve mahsup itirazında bulunduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, nitekim davalı Banka tarafından henüz oluşmamış ve oluşacağı belli olmayan risklere istinaden borçlunun parasına tedbir konulmasının haksız olduğunu bildirerek, davanın kabulü ile davalı üçüncü kişi Bankanın rehin hakkına dayalı olarak yaptığı istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, haciz müzekkeresinin Bankaya tebliğ edildiği 21.12.2015 tarihinde müvekkili Bankanın 2.400 TL nakdi ve 22.600 TL gayri nakdi olmak üzere toplam 25.000 TL riski bulunduğunu, ayrıca dosya borçlusuna çek karnesi verildiğini ve Bankanın her çek yaprağı için ödeme garantisi bulunduğunu, borçlu şirkete 31.12.2014 tarihli 19.000 TL bedelli kesin teminat mektubu verildiğini, mektuba ilişkin olarak da düzenli olarak komisyon bedeli tahsil edilmekte olduğunu, risk nedeniyle katılma hesapları üzerinde rehin, hapis, takas mahsup haklarının olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı alacaklı tarafça, davalı borçlu aleyhine başlatılan takipte, davalı üçüncü kişi Bankaya yazılan müzekkere ile borçlunun hesabında bulunan hak ve alacağa haciz konulduğu, davalı tarafça da borçlunun bankalarına borç ve riskleri nedeniyle bankanın rehin, hapis ve takas mahsup hakkı bulunduğundan dolayı söz konusu tutar üzerine bankanın rehin, hapis ve takas haklarından sonra hüküm ifade etmek üzere haciz işlendiğinin bildirildiği, davalı bankanın henüz kesinleşmiş ve muaccel bir alacağı bulunmadığından takas mahsup hakkını kullanamayacağı ve buna dayanarak İcra Müdürlüğüne ödeme yapmaktan çekinemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Davalı üçüncü kişi Banka, borçlunun kredili müşterilerinden olup, kredi ve bankacılık ilişkisi nedeniyle bankalarına borcu bulunduğunu, borçluya çek taahhütnamesi verildiğini, bu nedenlerle borçluya ait hesaptaki para üzerinde rehin ve hapis haklarının olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
Nitekim, TMK’nin 881. maddesinde: “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir…” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre anılan düzenleme alacak rehnine kıyasen uygulandığında, ileride doğacak alacakların da rehnedilebileceği sonucuna varılabilir.
Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Bankaya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Bankaya olan borcun varlığını koruması ve Bankanın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.
Buna göre, Mahkemece, öncelikle üçüncü kişi Bankadan, davalı borçlu ile Banka arasında imzalanan sözleşmelere ilişkin ödeme planının ve varsa tahsilât makbuzlarının getirtilip, haciz müzekkeresinin davalı Bankaya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Bankaya olan borcun varlığını koruyup korumadığı, borç var ise ne kadar olduğu, Bankanın herhangi bir riskinin olup olmadığı, varsa miktarının belirlenmesi, yine kredi sözleşmeleri gereğince başka teminatlar alınıp alınmadığı, teminatlar alınmışsa, teminatların Bankanın varsa riskini karşılamaya yeterli olup olmadığının tespiti gerekir. Aynı şekilde Bankanın, çekle işleyecek hesap açarken ve çek karnesi verirken gerekli basiret ve itinayı göstermek zorunda olduğu da gözetilerek, rehin hakkını sadece karşılıksız kalan çekler ve ibraz edilmeyen çekler ile ilgili olarak ileri sürebileceğinin kabulü mümkün olduğundan, haciz tarihi itibarı ile varsa tamamen ya da kısmen karşılıksız kalan çeklerden doğan yasal sorumluluk miktarı ile henüz muhatap bankaya ibraz edilmeyen çek yapraklarından kaynaklanan risk miktarı toplamının hesaplanması, bu doğrultuda çek karnesi verilirken teminat istenip istenmediği, çek yapraklarının geri istenip istenmediği, haciz tarihinde kaç tane çekin ibraz edilmiş olduğu, bu tarihten sonra karşılıksız çek ödemesi olup olmadığı hususlarını da içerir şekilde Banka hesap işleri konusunda uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici üçüncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön