8. Hukuk Dairesi 2017/15809 E. , 2019/7989 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/15809 E. , 2019/7989 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ...
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24/09/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat, davalılar vekili Av. ... davacı vekili Av. ... ve karşı taraftan davalı ... vekili Avukat... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, vekil edeninin 1971 yılında Türkiye'ye göçmen olarak geldiğini, özel parselasyonu yapılmış taşınmazdan 24 nolu özel parseli haricen satın aldığını, bilahare bu taşınmazın yanındaki bir başka özel parseli haricen alıp sahiplendiğini, daha sonra bu yerde imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması sonucunda kendisinin sahiplendiği yerin davalılara özgülendiğini açıklayarak davalılar adına olan parsel kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili, davacının dava dilekçesindeki iddiasının anlaşılır olmadığını, zamanaşımının söz konusu olduğunu, kadastro tespitlerinin doğru bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... adına Hazine vekili, dava konusu parsellerin imar uygulaması sonucunda oluştuğunu açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, ilk hükümle, yargılama sırasında dava konusu parselin ... isimli kişiye satıldığından ve dahili davalı yoluyla bu kişiye husumet yöneltilemeyeceğinden ...'la ilgili dahili dava talebinin reddine, ayrı dava açmakta muhtariyetine diğer davalılar ile ilgili kayıt maliki olmadıklarından davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi, Dairece '... yargılama sırasında kayıt maliki olan davalının taşınmazın tamamını veya bir kısmını üçüncü bir şahsa tapu memuru huzurunda temlik etmesi üzerine davacının önceki malike karşı davasını tazminat davası olarak devam edebileceği gibi yeni malike karşı tapu iptali ve tescil davası olarakta yürütmesinde hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Nitekim, davacı vekili de yukarıda açıklandığı üzere davasını yeni malike karşı tapu iptali ve tescil davası olarak teşmil edilmesini talep etmiştir. Hal böyle olunca, yeni malike önel verilerek varsa tüm delillerini bildirmesi istenilmeli ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken kendisine HUMK'un 186. maddesi (HMK'nin 125) gereğince dava teşmil edilen kişinin dahili davalı sıfatıyla nitelendirme yapılarak, karar yerinde yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır...' gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2497 ada 1 nolu parselin dahili davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer davalılar yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalılar ... ve ... vekili ile ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 92 ana imar parseli olan taşınmazın, 11/02/1958 tarihinde dava dışı Mehmet Yavaş adına tapulama ile tescil edildiği, davacı ...'ın 25/08/1972 tarihinde 250/7590 payı, 09/09/1988 tarihinde ise 500/7590 payı tapuda yapılan resmi satışla edindiği, yine davalı ...'ın 28/08/1972 tarihinde 500/7590 payı, davalı ...'un da 27/07/1988 tarihinde 500/7590 payı resmi satışla edinerek, tarafların tapuda bu şekilde malik oldukları, 92 nolu ana parselde satış, ipka, hibe, intikal yoluyla bir çok kişinin paydaş olduğu, ana parsele ilişkin onaysız haricen düzenlenen ve tapu idaresine yansımayan özel parselasyon haritasının dosyaya sunulduğu, taşınmazda 08/03/1989 tarihinde ifraz ve şuyulandırma işlemlerinin yapıldığı, davacının 28/08/1972 tarihinde edindiği 250/7590 payın düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra 15080/9642 pay ile 167 ada 2 nolu parsel olarak, 09/09/1988 tarihinde edindiği 500/7590 payının ise 167 ada 12 parsel olarak tapuya tescil edildiği, davalı ...'ın ise imar uygulaması sonucu 167 ada 1 parselin tam maliki olduğu ve 26/08/2008 tarihinde taşınmazı dahili davalı ...'a tapuda resmi satışla devrettiği, son olarak 167 ada 1 parselin ifraz görerek iptale konu 2497 ada 1 parsel numarası aldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tescilin dayanağını oluşturan idari karar hukuki varlığını koruduğu sürece açılan tapu iptali tescil davasının dinlenebilme olanağı yoktur. Diğer bir deyişle, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması halinde kararın idari yargı yerinde iptal edilmesi durumunda tescil hukuki dayanağını yitirir ve yolsuz tescil halini alır.
Somut olayda, imar uygulamasına ilişkin işlemlerin iptali yönünden davacı tarafça idari yargıda dava açıldığı, İdare Mahkemesince davanın süre yönünden reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği bu durumda imar uygulamaları sonrasında oluşan dava konusu yeni imar parseline ait idari işlemin ayakta olup geçerliliğini koruduğu sabittir.
Hâl böyle olunca tescilin dayanağını oluşturan idari işlemin hukuken geçerliliğini koruduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan ...'a verilmesine yine Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan Hazineye verilmesine, davalılar ... ve ... ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 44,40 TL onama harcının peşin harçtan mansubu ile artan 166,60 TL'nin temyiz eden davalılar ... ve ...'a iadesine, 31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 13,00 TL'nin davacıdan alınmasına, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön