8. Hukuk Dairesi 2017/17005 E. , 2019/4176 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/17005 E. , 2019/4176 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVACILAR : ... vd
DAVALILAR : .
İLGİLİ VAKIF : .
DAVA TÜRÜ : G.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde, davacıların İstanbul'da kurulu Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf isteminin esastan red kararı temyiz edilmiştir.
Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 3. maddesine göre mazbut vakıflar, bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe (Vakıflar Genel Müdürlüğü) yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlanmıştır.
Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliği'ne göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.
Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soybağı olan ya da soybağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.
Galle fazlası evlada şart kılınan vakıflarda galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus davacılar ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır.
Bir vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava konusu vakfın, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf yani “mülhak vakıf' olup vakfın mütevellisinin (yöneticisi) Merkez Tevcih Komisyonunun 12.08.2004 tarihli kararı ile atanan aynı zamanda davacı olan ... olduğu Vakıflar Genel Müdürlüğünün 15.12.2016 tarih ve 27949 sayılı yazısı içeriğinden anlaşılmaktadır.
Vakıf yöneticisi olan mütevelli, mülhak vakıflarda, vakfı yönetmeye ve temsile yetkili olan kişidir. Mütevelli, tüzel kişiliğe sahip davalı mülhak vakfın temsil ve ilzama yetkili yönetici olup, aynı zamanda davacı olması nedeni ile vakıf ile arasında menfaat çatışması bulunmaktadır. Mahkemece davalı vakfın bu davada temsil edilmesi için TMK'nin 426/3.maddesi kapsamında temsil kayyımı atanması konusunda dava açmak üzere davacı tarafa süre ve yetki verilmesi ve dava açılarak kayyım atanması halinde, eldeki davada vakfın temsili sağlanıp, kayyımın huzuru ile dava görülmeli, gösterdiği taktirde delilleri toplanarak bütün deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesi'nin 06.11.2017 tarihli ve 2017/1402 Esas, 2017/1476 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nin 373/1. maddesi gereği kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesi'ne, dosyanın ise ilk derece mahkemesi İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön