8. Hukuk Dairesi 2017/10739 E. , 2019/2050 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/10739 E. , 2019/2050 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili 768 parsel sayılı taşınmazın, vekil edenlerinin murisi ... ve vekil edenleri tarafından 50 yıldan beri imar ve ihya edildiğini, zeytin ve incir ağacı dikilip, yetiştirildiğini açıklayarak M.K.nin 639/2. maddesi gereğince tapu kaydının iptaliyle miras bırakan Salih’in veraset belgesindeki payları oranında vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz içerisinde bulunan zeytin ve incir ağaçlarının da vekil edenlerinin murisi tarafından dikilip yetiştirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın kök muris ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, yasal koşulların oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece bozmadan önceki ilk kararda “MK.nin 639/2. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, taşınmaz üzerinde bulunan incir ve zeytin ağaçlarının davacıların murisi ... tarafından yetiştirildiğinin tespitine” karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar vekili ile davalı ... ve arkadaşlarının vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 21.03.2006 tarihli ve 2006/360 Esas ve 2003/1380 karar sayılı ilamıyla “ .. mahkemenin TMK.nin 713/2. maddesinde yer alan ölüm hukuksal sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar vermesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin bu yöne ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün buna ilişkin bölümünün onanmasına... uyuşmazlık konusu 768 sayılı parsel üzerinde yer alan zeytin ağaçlarının tarafların kök murisi ... tarafından yetiştirildiği ve tüm mirasçılara ait olduğu savunulduğuna göre, Mahkemece bu husus üzerinde durularak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması zorunludur. Yargılama oturumlarında ve keşif sırasında dinlenen tanıkların tutanaklara yansıyan beyanları bu konuda yeterli bilgiyi içermemektedir. Beyanlar arasındaki çelişki de giderilmemiştir. Bu bakımdan dava konusu 768 sayılı parsel üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının yaşları, dikilmek suretiyle yetiştirilen zeytinler olup olmadığı, hangi tarihte kim veya kimler tarafından dikilip yetiştirildikleri, kendiliğinden yetişen zeytin ağaçları olup sonradan kim ve kimler tarafından aşılanmak suretiyle mahsüldar hale getirildikleri açık bir şekilde yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HUMK'un 265. maddesi gereğince giderilmesi, aynı bilgiler ışığında uzman bilirkişi ziraat mühendisinden belirtilen hususlarda gerekçeli denetime açık rapor sunulmasının istenilmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK'un 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek zeytin ağaçlarının kime ait olduğunun tespiti konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır” gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, Mahkemece “...768 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan Ziraat Bilirkişisinin 26/05/2010 tarihli raporunda belirttiği 100 yaş üzeri 16 zeytin ağacı dışındaki taşınmaz üzerinde bulunan incir ve zeytin ağaçlarının davacıların murisi ... tarafından yetiştirildiğinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ve incir ağaçlarının mülkiyetinin tespitine ilişkindir.
Somut olaya gelince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, uyuşmazlık konusu olmayan ( kök muris ... tarafından) ekildiği anlaşılan 100 yaş üzeri zeytin ağaçlarına yönelik, infaza elverişli fen bilirkişi raporu alınmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan (özellikle ihtilaf konusu olmayan ve) kök muris ... tarafından ekildiği anlaşılan 100 yaş üzeri ağaçlar ile diğer zeytin ağaçları belirlenerek, ağaçların yerini gösterir şekilde teknik bilirkişiye uygulama ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, muhdesatların mümkünse bütün halinde fotoğraflanması ve bu hususun denetime elverişli ziraat bilirkişi raporu ile desteklenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçları ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabulü göre de talep olmadığı halde muhdesatların tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine, 27.02.2009 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön