8. Hukuk Dairesi 2018/15454 E. , 2019/1673 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/15454 E. , 2019/1673 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tevliyete ve Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 17.09.2018 tarihli ve 2017/8586 Esas, 2018/15816 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Dava dilekçesinde, davacıların ... Vakfı ile diğer vakıfların galle fazlasına müstehak ve tevliyetlerine ehil vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş Mahkemece, davacıların dava dilekçesinde belirtikleri vakıfların intifa hakkına müstehik vakıf evladı olduklarını ispat edemedikleri gerekçesi ile davanın reddine dair karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararının davacılar vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
Dava dilekçesindeki anlatıma ve netice-i talebe göre somut uyuşmazlıkta iki ayrı istem mevcut olup ilki vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti ikincisi ise mütevelli atanma kararına esas teşkil etmesi yönü ile vakıfların tevliyetine ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre , davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dilekçesindeki anlatım ile davacıların galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti yanında aynı vakıfların tevliyetine ehil vakıf evladı olduklarının da tespitine karar verilmesi istenmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3.maddesinde, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından mazbut vakıf ise bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanunun (5737 sayılı Vakıflar Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilebilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti mahkemeye, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 6. maddesi gereğince atama (tevcih) ise davalı idareye ait bir görevdir.
Somut olayda davacıların tevliyete ehil vakıf evladı oldukları istemine dair olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan sadece galle fazlasına müstehiklik yönünden inceleme yapılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davacıların dava konusu vakıfların tevliyetine ehil olup olmadıkları hususunda taraflarca sunulan ve toplanacak deliller kapsamında öncelikle vakfiyesi veya vakfiye makamına kaim ilam vesair vesikası olan tevliyeti evlada şart kılınmış ve mazbutaya alınmamış vakıflar yönünden davacılar ile vakfedenler arasında kan bağına dayanan soybağı ilişkisi bulunup bulunmadığı, soybağının mevcut olması halinde vakfiyede tevliyet için öngörülen şartların davacıların şahsında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için gerekirse eski vakıf hukuku alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu tevliyete dair husus değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 17.09.2018 tarihli ve 2017/8586 Esas, 2018/15816 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün tevliyete ehil vakıf evladı olduklarının tespiti istemi ile sınırlı olarak 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA HUMK'un 442/1 maddesi gereğince aynı mahkeme ilamı ile ilgili bir defadan fazla karar düzeltme isteğinde bulunulamayacağından ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 19.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön