8. Hukuk Dairesi 2016/9544 E. , 2019/10485 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TMK 713/2 Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili ve davalı ...kayyımı Av. ... tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, davalı ...kayyımının adli yardım talebi kabul edildikten sonra, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin 437 ada 9 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, diğer paydaşlardan ..., ...ve ...'nın kim olduğunun bilinmediğini veya çok uzun zaman önce ölmüş olduklarını, mirasçılarının tespit edilemediğini belirterek, bu davalılar adına kayıtlı payların TMK'nin 713/2. maddesi uyarınca iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılardan ..., ..., ... ve ...hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile davalılar ... (... kızı), ...ve ...'nın paylarının tümüyle iptali ile davacı adına tesciline, ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş olup hüküm, davalı ... vekili ve davalı ...Kayyımı Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK'nin 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere ve kural olarak TMK'nin 713/2. maddesine dayalı olarak açılan davalarda kayyımın yeri bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, kayıt malikine kayyım tayin edilerek bu tür davaların yürütülmesi mümkün değildir. Şöyleki kayıt malikinin mirasçılarının bilinmesi halinde davaya dahil edilerek mirasçılar aleyhine yargılamaya devam edilmesi, aksi halde gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK'nin 501. maddesi hükmü uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gereklidir. Bu nedenle davalı ...aleyhine açılan davanın kayyım aracılığıyla görülmesi doğru değildir.
Ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde ve sonraki aşamalarda TMK'nin 713/2. maddesindeki malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması ve ölüm nedenlerinden her ikisine birden dayanarak iptal ve tescil isteminde bulunduğunu açıklamıştır.
Bilinmeme nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davalarında, davanın dinlenebilmesi için tapu kütüğünde malikin kim olduğunun anlaşılamaması gerekir. Malikin tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK'nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunun anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir.
Somut olayda dava konusu 437 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapulamasının 1951 yılında yapıldığı, Eylül 1341 tarih 62, Haziran 1296 tarih 72 sıra nolu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü, söz konusu tapulama tutanağının edinme hanesinden ve revizyon kayıtlarından adı geçen kişilerin revizyon kayıtta gösterilen malikin mirasçıları olduğu ancak adreslerinin bulunamadığı, bir kısmının ölü olduğu bildirilerek tespit ve tescil yapıldığına göre, az yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde adı geçen paydaşlar ..., ...ve ...'nin bilinen kişi olduğu anlaşıldığından aleyhlerine bu nedenle açılan davanın reddi gerekir.
TMK'nin 713/2 maddesindeki ölüm nedenine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasına gelince tapu sicilinde kayıtlı olan taşınmazlar aleyhine mülkiyet sütununu değiştirmeyi amaçlayan iptal ve tescil davaları malik ya da malikler aleyhine, ölü iseler mirasçıları aleyhine açılır. Bu nedenle davacıya ..., ...ve ...'nin mirasçılarını belirleyip davayı bunlara yönlendirmesi için süre ve imkan verilmesine rağmen, davacı tarafından bu dava koşulu yerine getirilmediğinden TMK'nin 713/2 maddesindeki ölüm nedenine dayanılarak açılan davanın ise bu nedenle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...kayyımı Av. ...'ın temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
25.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/9544 E. , 2019/10485 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat