8. Hukuk Dairesi 2016/14066 E. , 2019/10267


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/14066 E. , 2019/10267 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, 15/02/2016 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının haksız olduğunu, haczedilen malların borçluya ait olduğunu, üçüncü kişinin borçlunun eski eşi olup, boşandıklarını beyan etmesine rağmen haczedilenlerin kendisine ait olduğuna dair bir belge ibraz edemediğini bildirerek, davanın kabulü ile üçüncü kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, eski eşi ...’ın borcundan ötürü tarafına ait evde haciz yapıldığını, borçlu eski eşinden mahkeme kararı ile boşandığını, boşandıkları tarihten bu yana da eski eşinden ayrı yaşadıklarını, ayrıca haczedilen eşyaların evin zorunlu eşyaları olup, hacze kabil eşyalar olmadıklarını, ziynet eşyaları açısından ise, haczedilen ziynet eşyalarının bir kadına ait olan ziynet eşyaları olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, haczedilen malların ziynet eşyası, para ve ev eşyası olduğu, kural olarak ziynet eşyasının kadına ait olduğu, davalı ve borçlunun boşandığı da nazara alındığında para ve ev eşyalarının haciz yapılan adreste yaşayan davalıya ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı alacaklı vekilinin, İİK’nin 97/a maddesi uyarınca mahiyeti itibariyle kadın ve çocuğa ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davacı alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
Dava konusu haciz borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı bir adreste yapılmış ise de, İİK’nin 8/2. maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre, adrese gelinmeden önce apartman sakinlerinden ve çevreden sorulduğunda, borçlunun haciz yapılan adreste oturduğunun beyan edildiği tespit edilmiştir. Yine yatak odasında bulunan gardrop içerisinde yetişkin erkek kıyafetlerinin olduğu ve evde borçlu ...’ın fotoğraflarının bulunduğu görülmüştür. Öte yandan davalı üçüncü kişi tarafından da kabul edildiği üzere dış kapı zilinde ve daire kapısında borçlu ...’ın isminin yer aldığı anlaşılmaktadır. Tüm bu anlatılanlar ışığında borçlu ile üçüncü kişinin birlikte haciz yapılan mahalde yaşadıkları anlaşılmaktadır. İİK madde 97/a’da yer verilen “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer” hükmü uyarınca haczedilen ziynet eşyalardan niteliği itibariyle çocuğa ait olduğu anlaşılan 2 adet çocuk burma bilezik ve 1 adet beyaz renkli çocuk yüzük ile kadına ait olduğu anlaşılan 2 adet küpe, 1 adet çeyrek altın, 1 adet aktarmalı (24 adet çeyrek altın görünümlü) bilezik, 6 adet burma bilezik, 2 adet gümüş renkli küpe, 1 adet gümüş renkli bileklik, 1 adet gümüş renkli kolyenin kadına (üçüncü kişiye) ait olduğunun kabulü ile bu mallar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru ise de, ziynet eşyaları dışında kalan mahcuzlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13/11/2019 tarihinde oy biriliğiyle karar verilidi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön