8. Hukuk Dairesi 2016/15504 E. , 2019/9469 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/15504 E. , 2019/9469 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçünçü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili dava konusu 27.11.2013 tarihli haczin müvekkili şirketin 01.10.2005 tarihli kira sözleşmesi uyarınca faaliyette bulunduğu şube işyeri adresinde yapıldığını ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait malların haczedildiğini, borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında organik bağ olmadığını, iki şirketin ayrı tüzel kişilikleri, mal varlıkları ve ... konuları olduğunu öne sürerek istihkak iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişi şirketle borçlu şirket arasında organik bağ olduğunu, mal kaçırmak amacıyla ortak değişikliğine gittiklerini, borçlu şirketin ticari faaliyetlerini üçüncü kişi şirket üzerinden gerçekleştirdiğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu şirket temsilcisinin bir dönem üçüncü kişi şirketin de ortağı olduğu, iki şirketin ünvanlarının benzer olduğu, bu durumda mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, davacı üçüncü kişi şirketin ise karinenin aksini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre dava konusu 27.11.2013 tarihli haczin borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı olarak, üçüncü kişi şirketin 2005 yılından bu yana şube işyeri olarak faaliyet gösterdiği adreste yapıldığı, haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazır olmadığı gibi, borçlu şirkete ilişkin evrak da bulunamadığı, tüm bunlardan ayrı olarak üçüncü kişi şirketin borçlu şirketten daha önce 1997 yılında kurulduğu anlaşılmıştır.
Buna göre,davalı alacaklı tarafça borcun dayanağı olarak 15.10.2012 tarihli cari hesap ilişkisinin gösterilmiş olması ve borçlu şirketin %50 hisse sahibi ortağı ... Barlasçeki'nin, üçüncü kişi şirketin de ortağı iken borcun doğum tarihinden önce 11.09.2012 tarihinde ortaklıktan ayrılmış olduğu da nazara alındığında, bu durum ve iki şirket arasındaki isim benzerliği tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli değildir. Somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK mad. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular ile davalı alacaklı tarafın herhangi bir delile dayanmadığı da gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön