8. Hukuk Dairesi 2019/1018 E. , 2019/9334 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 3. Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş, bu kez davalı Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 105 parsel ve 6931 parselde kayıtlı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle reddine, 29 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden davanın kabulü ile 792.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı tarafından istinaf yoluna müracaat edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesi tarafından , 12.03.2018 tarihinde ek kararla, süresinde istinaf talebinin bulunulmadığından istinaf talebi reddedilmiş, davalı tarafından bu ek karara karşı da istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarihli kararı ile davalının istinaf talebinin , İlk Derece Mahkemesi kararının tebliğinin usulsüz olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı 23. maddesinin 7. bendinde ''21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara müteallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının' emredildiği, ''Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesinin (f) bendinde ise ''30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının' hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru, tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde, ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde, Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda, gerekçeli kararın davalıya “Muhatabın adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu/kapıcı/yönetici...’dan sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü/imzalı beyan edilmiş,imzadan imtina edilmiştir. Tebligat İskele Mahalle muhtarına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır.Ayrıca en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir. ' şerhi ile 05.02.2018 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Ancak, tebligat parçasında, komşu/kapıcı/yönetici.... hebar verildiği şerhinden, haber verilen kişinin komşusu mu, yöneticisi mi yoksa kapıcısı mı olduğu anlaşılamamaktadır. Bu durumda, anılan tebligatın yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca usulsüz olduğu açıktır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı istinaf edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden, istinaf talebinin süresinde olduğu hususu dikkate alınmak suretiyle istinaf sebepleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyize edene iadesine, 21.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2019/1018 E. , 2019/9334 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 137 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat