8. Hukuk Dairesi 2018/14101 E. , 2019/8467 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili müvekkili ...’ın dava konusu taşınmazı kadastro çalışmalarından önce ... ...’den satın aldığını, ......’nın da önceki maliki ...’dan satın almış olduğunu, ancak taşınmazın halen müvekkiline devredilmemiş olduğunu, ...’ın taşınmazı muvazaalı olarak devretmek niyetinde olduğunu belirterek, 173 ada 116 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiş, 15.06.2011 tarihli dilekçesi ile taşınmazı devralan ...’ye husumet yönelttiğini bildirmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın davanın açıldığı tarihte ... adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin malik sıfatı bulunmadığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur.
Davalı ..., diğer davalı olan kardeşi ...'nin dava konusu taşınmazı kendisine sattığını, kendisinin de satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespiti sonrası kesinleşme öncesi zilyetliğin devri sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz kadastro tespitinden önce tapuya kayıtlı olmadığı gibi satış tarihinde de kadastro tespiti henüz kesinleşmediğinden tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlardandır. Tapusuz taşınmazlar yerleşmiş Yargıtay ve Daire İçtihatlarına göre menkul hükmündedir. TMK'nin 763. maddesine göre taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Yani, taraflar arasında menkul hükmünde olan taşınmazın mülkiyetinin devri için satış sözleşmesi yapıldığında ve taşınmazın zilyetliği alıcıya devredildiğinde alıcı mülkiyet hakkını kazanır.
Somut olayda, öncesi tapuya kayıtlı olmayan uyuşmazlık konusu taşınmaz yönünden satışına ilişkin sözleşme kadastro tespitinden sonra ancak tespitin kesinleşmesinden önce yapıldığından menkul hükmüne tabi olan taşınmazın mülkiyetinin devri için zilyetliğin alıcıya devredilmiş olması gereklidir. Dosya incelendiğinde, davalı tanıklarının bir bölümünün taşınmazın başında dinlendiği, ancak davacı ile davalının ortak tanıkları..., ..., davacı tanıkları ... taşınmaz başında değil duruşmada dinlendiği anlaşılmış, davalı tanıkları ...ve ......in beyanlarında dava konusu taşınmazı kadastro öncesi dönemden bu yana hep davalı ...'nin kullandığının belirtilmiş olduğu görülmüş, davacı ile davalının ortak tanıkları..., ..., davacı tanıkları .... beyanlarında ise taşınmazın kullanımına ilişkin herhangi bir beyana rastlanmamıştır. Tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesi sonucu, taşınmazın zilyetliğinin devri konusunda tereddüt hasıl olmuştur.
Tapusuz taşınmazlar menkul mal niteliğinde bulunduğundan TMK.nin 763.maddesi gereğince mülkiyet teslimle alıcısına geçer. Tapusuz taşınmazlarda kadastro tespit tarihi ile tespitin kesinleşme tarihi arasında zilyetliğin devri ile ilgili yapılan anlaşmalar, diğer koşulların da varlığı halinde geçerli olacaktır. Ancak mahkemece taraflar arasında yapılan harici satışın bu açıdan geçerli olup olmadığı irdelenmediğinden, bu husus araştırılmalıdır. (Hukuk Genel Kurulu 2009/8-405 Esas 2009/477 Karar)
O halde Mahkemece yapılacak ..., dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın satın alındığı iddia edilen 08.11.2006 tarihinde ... ...'nün ve ondan satın alan davacının zilyetliği devralıp devralmadığının satıcı ...’ın satış iradesinin bulunup bulunmadığının kesin olarak belirlenmesi, ... ... ile davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, HMK'nin 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/14101 E. , 2019/8467 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 53 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat