8. Hukuk Dairesi 2019/4150 E. , 2019/8156 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili ile davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 01.07.2016 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 28.07.2016 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile Aylık 70.800,00 TL’den 2016 yılı Temmuz ayı kira bedeli ile muaccel hale gelen 2016 yılı Ağustos ayından 2017 yılı Haziran ayına kadarki kira alacağı toplam 852.668,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 29.07.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 01.08.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin icra takibinde belirtilen dayanak kira sözleşmesine (taraflarınca kabul edilmeyen kira sözleşmesi) dayalı böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek tüm alacak kalemlerine ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davalı şirket vekilinin itiraz dilekçesiyle takibe konu kira sözleşmesini kabul etmediği, yargılama aşamasındaki beyanları ile de dayanak kira sözleşmesini kabul etmediklerini, sözleşmenin müvekkil şirket yönetimi değiştikten sonra geçmiş tarihli olarak muvazaalı şekilde düzenlendiğini ileri sürdüğü, davalı dayanılan sözleşmeye karşı çıktığından uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemesinde görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin yapıldığı tarihte davalı şirketin yönetim kurulunun kira sözleşmesinin imzalanmasına ilişkin karar aldıklarına, kira sözleşmesinde tüm yönetim kurulu üyelerinin imzasının bulunduğuna ve kira sözleşmesine dayanak yönetim kurulu kararı mahkeme kararı ile iptal edilmediğine göre kira sözleşmesi geçerli olup, kira sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının bu dosya içinde incelenmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesi hala ayakta olup, uyuşmazlığın bu kira hükümlerine göre çözümlenmesi ve işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine, şimdilik davalı vekilinin istinaf kanun yolu isteminin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflarca kararın temyizi üzerine Dairemizin 22.10.2018 tarih ve 2018/4116 E. 2018/17669 K. sayılı ilamı ile “Dosya kapsamından davanın esası ile ilgili bilgi, belge ve delillerin dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır. HMK 353, 354 ve 373. maddeleri de göz önünde bulundurularak varsa eksik delillerin Bölge Adliye Mahkemesince toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve TTK'na göre, kiracı tacir olduğundan sözleşmede kararlaştırılan muacceliyet şartının geçerli olup, tarafları bağlayacağı, sözleşmedeki muacceliyet şartı nedeniyle davacının davalı hakkında 28.07.2016 tarihinde başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 2016 yılı Temmuz ve Ağustos ayları kira bedeli ile birlikte muaccel olan dönem sonuna kadar kira bedellerinin tahsilinin istenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, muaccel hale gelen kalan aylar kira bedellerinin ödendiğinin yazılı belge ile kanıtlanamadığından, davanın kabulü ile davalının itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, davalı tarafından yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına, kiralananın tahliye edilmesi nedeni ile tahliye davası konusuz kaldığından tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun istinaf dilekçesinde istinaf gerekçe ve sebepleri gösterilmediğinden esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiralayanın anahtarı teslim almaktan kaçınması veya başka bir sebeple anahtarın teslim edilememesi durumunda mahkemeden tevdi mahalli kararı alınması ve anahtarın mahkemece belirlenen yere teslim edilmesi gerekir. Anahtarın teslimine ilişkin tutanağın kiralayana tebliğ edildiği tarih anahtar teslim tarihi sayılır. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Olayımızda, davacı vekili, dava konusu fabrika binası niteliğindeki taşınmazın 30.03.2017 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini bildirmiştir. Bu durumda kiralananın 30.03.2017 tarihine kadar davalının kullanımında olduğunun ve kiracılık ilişkisinin bu tarihe kadar devam ettiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla davalı kiracı bu tarihe kadar olan kira ödemelerinden sorumludur. Bu durumda mahkemece anahtar teslim tarihi olan 30.03.2017 tarihine kadar olan kira alacağının davalı kiracıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin alacağa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2019/4150 E. , 2019/8156 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 59 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat