8. Hukuk Dairesi 2016/21961 E. , 2019/2013 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/21961 E. , 2019/2013 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, hak düşürücü süreden red kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, davacı ile dava dışı ...'in evilik birliği içinde bir adet taşınmaz edindiklerini, bu taşınmazın dava dışı ... tarafından mal kaçırmak amacıyla davalılara devredildiğini, eşler arasında görülen mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yargılama sonucunda davacı kadın lehine bu taşınmazla ilgili 137.500,00 TL katılma alacağına hükmedildiğini, ancak alacağın eski eşten tahsil edilemediğini açıklayarak, davacının karşılanamayan 137.500,00 TL eksik katılma alacağının davalılara yapılan karşılıksız kazandırma oranında ve yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ...vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, talep TMK'nin 241.maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle tahsil edilemeyen alacağın üçüncü kişilerden tahsili olarak nitelendirilmiş, TMK'nin 241. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreler içerisinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamındaki, bilgi, belge ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı ... ile dava dışı ...'in 30.09.2003 tarihinde evlendikleri, eşler arasındaki mal rejiminin kabulle sonuçlanan boşanma davasının açıldığı 10.08.2006 tarihinde sona erdiği, evlilik birliği içinde eski eş adına tescil edilen 5 parselde kayıtlı taşınmazın mal rejimi sona erdikten sonra 24.12.2012 tarihinde davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
TMK'nin 225/2. ve TK'nin 235/1. maddeleri uyarınca mal rejimi sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyede hesaba katılırlar. Aynı Kanunun 229. ve buna bağlı olarak 241. maddelerine dayanılarak dava açılabilmesi için tasfiyeye konu malvarlığının mal rejiminin devamı sırasında 3. kişiye devri gerekmektedir.
Az yukarıda açıklandığı üzere, taşınmaz, mal rejimi sona erdikten 6 yıl sonra davalılara devredilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33), İddianın ileri sürülüş şekline göre talep genel muvazaaya dayalı olup, Borçlar Kanunu genel hükümlere göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
O halde, talep TMK'nin 2. kitabından kaynaklanmadığından Aile Mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK'nin 2.maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK mad. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK mad.l15/1). Mahkemece, talebe yönelik görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'tun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön