8. Hukuk Dairesi 2017/14719 E. , 2019/1191 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.05.2017 tarihli ve 2017/11634 Esas, 2017/7033 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacılar vekili ve davalılar vekili taraflarından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davaya konu edilen 76 parsel sayılı taşınmazın,...'e ait iken, sırasıyla 1967, 1970, 1971, 1975 ve 1994 tarihli satış ve devirler sonucunda vekil edenlerine intikal ettiğini, taşınmazın 600 m2'lik bölümünün vekil edeni ...'a, 1560 m2'lik bölümünün vekil edeni ...'ya, 3000 m2'lik bölümünün ise eşit hisseler ile vekil edenleri ... ve ...'e satıldığını, eklemeli 20 yıldan fazla süre vekil edenleri tarafından tasarruf edildiğini açıklayarak, tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, taşınmazın hükmen tescil edildiğini, kesin hüküm bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapu kaydı kesinleşmeden önce, kadastro tesbiti aşamasında zilyet olan davalıların murisi... tarafından ... isimli şahsa satarak, zilyetliğini devrettiği, sonrasında yine satmak suretiyle taşınmazın bir kaç el değiştirdikten sonra en son davacılar tarafından satın alınarak kullanılmaya başlandığı, davacıların eklemeli zilyetliklerinin kazandırıcı zamanaşamı ile taşınmazın tapuda adlarına devir için yeterli olduğu, zilyetliklerinin 20 yıldan fazla çekişmesiz ve aralıksız devam ettiği, davalı tanıklarının beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, murisin ve mirasçılarının aradan geçen uzun süre içerisinde taşınmazların davacılar ve önceki zilyetler tarafından kullanılmasına ses çıkarmamalarının mümkün olamayacağı, bu nedenle davacıların ve önceki zilyetlerin bu taşınmazı muristen satın aldıklarının, zilyetliklerinin yasal ve haklı olduğu, ancak, davacılar taşınmazın fiilen kullanılan bölümlerin bölünerek adlarına tescilini talep ettikleri, Belediye Başkanlığının 17.7.2014 tarihli yazısına göre, taşınmazda imar uygulaması yapılmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan yerlerde yapılaşmaya yönelik olarak arsa ve parsellerin hisselere ayrılarak satışının ve satış vaadinin yasaklandığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen 2.10.2014 tarihli ve 2012/82 Esas, 2014/537 Karar sayılı kararın, taraf vekillerince ayrı ayrı temyizi üzerine, Dairenin 15.5.2017 tarihli ve 2017/11634 Esas, 2017/7033 Karar sayılı ilamı ile, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün vekalet ücreti açısından bozulmasına karar verilmesi üzerine, taraf vekillerince ayrı ayrı kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davacılar vekilinin karar düzeltme talebi yönünden
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, yargılama sırasında toplanan delillerden, taşınmazın davacılar adına tescil koşullarının oluştuğu anlaşılmakla birlikte, Mahkemece, İmar Kanunu'nun 18.maddesinin yasaklayıcı hükmü uyarınca ret kararı verilmiştir. Ne var ki, dava konusu alanın Belediyece İmar Planına alındığına ilişkin dosyaya belge sunulmuş olup, bu durum karşısında, davacıların satın almış oldukları miktarlar açısından taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili kurumlardan sorularak, ifraz mümkün ise ifraz edilecek bölümlerin, mümkün değil ise satışı yapılan miktarların hisseye çevrilmek suretiyle tespit edilecek hisse miktarlarının, davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği davanın tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, Dairenin 15.5.2017 tarihli ve 2017/11634 Esas, 2017/7033 Karar sayılı, davacılar vekilinin temyiz taleplerinin reddine ilişkin ilamının hatalı olduğu anlaşılmıştır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince kabulüne Dairenin 15.5.2017 tarihli ve 2017/11634 Esas, 2017/7033 Karar sayılı, davacılar vekilinin temyiz talebinin reddine, davalılar vekilinin temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulmasına ilişkin ilamının KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan gerekçelerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 07.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/14719 E. , 2019/1191 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat