8. Hukuk Dairesi 2018/14621 E. , 2019/199 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/14621 E. , 2019/199 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 378 ada 4 parsel sayılı taşınmazda ½ hisse sahibi olduğunu, davalının taşınmaz üzerindeki binada bulunan dairelerden üçünü kiraya verdiğini, ancak davacının payını ödemediğini belirterek, 20.12.2006 tarihinden itibaren elde edilen kira gelirinden davacının payına düşen kısmın 1.000,00 TL sinin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 21.01.2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 18.773,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının taşınmazdaki payının iddia edilenin aksine 3/8 olduğunu, davacının 2008 yılının 8. ayında beraber oturdukları 2. kattaki konutu terk ettiğini, bu tarihten öncesi için hesaplama yapılamayacağını, 1. kattaki konutta önceden davacının öz anne ve babasının oturduğunu, evi terk ettiklerini ve halen boş olduğunu, 3. kattaki konutun kirasının davacı tarafça alındığını ve eğitim masraflarına harcandığını, 4. kattaki konutun ise yeni kiraya verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 'davanın kabulü ile 18,773,00 TL alacağın 1.000,00 TL sine dava tarihinden kalan miktara ıslah tarihi olan 21.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,' karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası ecrimisil istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir
kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Somut olaya gelince dava konusu 378 ada 4 parsel sayılı 352,12 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kargir 4 katlı bina vasfı ile ½ hissesinin davalı ..., ½ hissesinin ise davacı ve davalının murisi olan ...adına kayıtlı olduğu, muris...’ın veraset ilamına göre davacı ...’ın ¾, davalı ...’ın ise ¼ miras payı olduğu anlaşılmıştır. Buna göre davacının taşınmazdaki hissesi 3/8’dir. Mahkemece dava konusu dairelerden üç tanesinin kiraya verildiği, 20.12.2006 tarihinden dava tarihine kadar olan döneme ilişkin kira alacağının talep edildiği ve alınan bilirkişi raporunda bu dönem için 3 katın 37,545,00 TL kira geliri getirebileceği gerekçesiyle bu bedelin ½’si olan 18.773,00 TL ecrimisil bedeline hükmedilmiştir. Ancak dinlenen tanık beyanları, dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden dava konusu taşınmazdaki 1.katın (zemin katın) boş olup olmadığı ne zamandan beri boş olduğu, davacının kullanımı için müsait olup olmadığı tam olarak araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca inceleme yapılması ve 1. kat davacının kullanabileceği boş bir daire ise, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de davacının veraset ilamına göre taşınmazdaki payının 3/8 olduğu dikkate alınmayarak ½ hisse sahibiymiş gibi sonuca gidilmesi doğru değildir. Diğer taraftan, davalı vekilinin temyize ek dilekçesinde sunmuş olduğu 2009/987 soruşturma nolu 10.03.2009 tarihli ifade tutanağında davacı ... üvey annesi...’ın 19.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, davalı üvey babasının 2008 yılının 4. ayında evlendiğini, davalı ile bir süre daha birlikte kaldığını, ancak davalının 22.07.2008 tarihinde kendisini öz babasının evine bıraktığını beyan ettiğine göre, ecrimisil hesabının bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken 20.12.2006 tarihinden itibaren hesap edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön