8. Hukuk Dairesi 2018/5329 E. , 2020/6879 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın kardeş olan taraflara muris babalarından intikal ettiğini, taşınmaz üzerinde yer alan binalardankargir tek katlı olanı ile üç katlı olanın zemin katı ile birinci katının davalılarca kiraya verilmek sureti ile tasarruf edildiğini öne sürerek, asıl davada 09.11.2009-03.02.2012 tarihleri arasına ilişkin olmak üzere 12.000,00 TL, birleşen davada ise 03.02.2012-13.05.2013 tarihleri arasına ilişkin olmak üzere 3.700,00 TL ecrimisilin davalılardan tahsilines karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazların kira paralarını toplayanın diğer davalı olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin olarak açılan ilk davanın dava tarihi olan 19.11.2009 tarihinden sonra kira bedellerinin diğer davalıya ulaştırılmasına dahi aracılık etmediğini,19.11.2009 tarihinden önce üç katlı binanın orta katında bulunan kiracının çıktığını, bu tarihten sonra kiracı bulunamadığını, tek katlı meskendeki kiracının ise müvekkilince isminin dahi bilinmediğini açıklayarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu üç katlı binının orta katının düzgün kira alınamadığı ve yıpratıldığı için 2009 yılının Temmuz ayından beri boş olduğunu, alınan kiralarla anne babanın mezarının yapılması, vergi ödemesi gibi giderlerin yapıldığını açıklayara asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan üç katlı binanın zemin ve birinci katı ile tek katlı kargir yapının davalılarca kiraya verilmek sureti ile tasarruf edildiği, aynı taraflar arasında önceki dönem ecrimisil bedellerine ilişkin olarak açılan İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/508 Esas-2011/604 Karar sayılı dosyasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu durumda ecrimisil hesaplamasında bu dosyanın esas alınması gerektiği, dairelerin boş kaldığı süreler ile yapılan onarım bakım vs. giderler ile ilgili bir belge ibraz edilmediği için hesap olunan ecrimisil bedelinden , bu yönde bir indirim yapılımayacağı, hükme esas alınan 24.02.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen bedelden davalı ...’in tasarrufunda olan ve dava konusu olmayan dairenin ecrimisil bedelinin düşülmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulü ile 7.554,25 TL ecrimisilin, birleşen davanın ise taleple bağlı kalınarak kabulü ile 3.700,00 TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
A) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar vekilllerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
B)Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Belirtilmesi gereken diğer bir husus ise, TMK'nin 6. maddesi uyarıca iddia sahibinin iddiasını ispat ile yükümlü olup, ecrimisil isteğine ilişkin davalarda da, öncelikle davacının işgalin varlığını, süresini ve işgalli alanın miktarını kanıtlamasının gerektiği, diğer bir anlatımla Mahkeme tarafından kabul kararı verilebilmesi için, dava konusu taşınmazların, davalıların kullanımında olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerektiğidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, Mahkemece her ne kadar dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan üç katlı binanın orta katının talep edilen dönemler içerisinde davalılarca kiraya verilmek sureti ile tasarruf edildiğinden bahisle anılan şekilde karar verilmiş ise de, dosya içerisinde bulununan İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/508 Esas-2011/604 Karar sayılı dosyası kapsamında 26.09.2011 tarihli celsede tanık olarak bilgisine başvurulan ...’in , dava konusu taşınmazın orta katında yer alan dairede 2008-2010 tarihleri arasında kiracı olarak oturduğunu beyan ettiği, tanığın adres araştırmasına ilişkin aynı tarihli kolluk evrakında da tanığın belirtilen adresten taşınıp gittiğinin teyit edildiği, temyize konu dosyada dinlenen tarafların müşterek tanığı ...’in ise, taşınmazın zemin katında 2009 Nisan ayından bu yana kiracı olarak oturduğunu, kiracı olarak oturmaya başladığında üst katındaki (orta kat) dairenin dolu olup iki ay sonra boşaldığını, o tarihten bu yana da boş olduğunu beyan ettiği, yine dosya içerisinde bulunan dava konusu taşınmazdaki ortaklığın giderilmesine ilişkin İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/301 Esas sayılı dosyasında 06.04.2012 tarihinde yapılan keşif esnasında dava konusu orta kat dairenin boş olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda Mahkemece, anılan taşınmaz kısmı yönünden talep edilen dönemler içerisinde davalılarca kiraya verilerek tasarruf edildiği iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı nazara alınmaksızın, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
A) Davacı vekilinin taşınmaz üzerinde yer alan üç katlı binanın zemin katı ve kargir eve ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Asıl ve birleşen dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan üç katlı binanın üst katının davalı tarafından kullanıldığının açıklandığı ancak bu daireye ilişkin olarak ecrimisil talebinde bulunulmadığı, 15.11.2013 tarihli kök bilirkişi raporunda talebe aykırı olarak bu kısım için de ecrimisil hesabı yapıldığı, Mahkemece hükme esas alınan 24.02.2014 tarihli ek raporda ise Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen önceki dönem ecrimisil bedeli esas alınarak yapılan hesaplamaya bu dairenin dahil edilmediği,buna rağmen Mahkemece hatalı olarak ek raporda hesaplanan bedelden kök raporda üst kat daire için belirlenen ecrimisil bedelinin düşülerek hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
B)Davacı vekilinin taşınmaz üzerinde yer alan binanın orta katına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yukarıda 1-B bendinde açıklanan bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-A) bendinde gösterilen nedenlerle davalı ... ve davalı ... vekilllerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (1-B) bendinde gösterilen nedenlerle davalı ... ve davalı ... vekilllerinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,(2-A) bendinde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2-B) bendinde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 05.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/5329 E. , 2020/6879 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat