8. Hukuk Dairesi 2020/345 E. , 2020/6739 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.04.2016 tarihli ve 2014/10111 Esas, 2016/4107 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu 7 numaralı bağımsız bölümün bulunduğu 1 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak, vekil edenleri ile dava dışı ... İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Ltd.Şti arasında, 5.1.2009 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, inşaat seviyesine göre henüz mülkiyeti müteahhide geçmemiş olan 7 numaralı bağımsız bölümün davalı tarafından işgal edildiğini, davalıya taşınmazı boşaltması için ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen davalı tarafından işgale son verilmediğini açıklayarak, taşınmazın tahliyesi ile vekil edenlerine teslimine, işgal tarihinden dava tarihine kadar hesaplanacak ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davanın müteahhide yöneltilmesi gerektiğini, sözkonusu taşınmazın abisi ... tarafından satın alınarak kendisine tahsis edildiğini, davacılar ile müteahhit arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin halen devam ettiğini bu nedenle davacıların bu davayı açamayacaklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, 1. Hukuk Dairesi’nin 5.4.2016 tarihli ve 2014/10111 Esas, 2016/4107 Karar sayılı ilamı ile “1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan A blokta kat irtifakının kurulduğu, çekişme konusu mesken niteliğindeki 7 nolu bağımsız bölümün 5.4.2010 tarihinde kat irtifakı tesisi suretiyle arsa sahibi davacı ... adına tescil edildiği, 21.2.2012 tarihinde noterde düzenlenen ihtarname ile de davacıların davalıyı taşınmazı tahliye etmesi için ihtar ettikleri görülmektedir.Bu durumda, davacı ... kayıt maliki olup davalının kayıttan kaynaklanan bir hakkı olmadığı, sözleşme hükümlerine göre de, davalı veya yüklenicinin henüz ayın isteyebilecekleri seviyeye ulaşmayan yapı nedeniyle tasarruflarının haklı ve geçerli olduğu söylenemeyeceği gibi yüklenicinin ardılı konumundaki davalının kardeşinin haklarının yüklenicinin hakları ile sınırlı olduğu da yasal ve yargısal uygulamada benimsenmiş bir ilkedir.Diğer taraftan, kat karşılığı inşaat ve harici satış sözleşmeleri gözetildiğinde davalının, dava konusu taşınmazı davacının muvafakatı ile kullandığı ve noter kanalıyla ihtar (uyarı) gönderilmek suretiyle muvafakatın geri alındığı açıktır.
Hâl böyle olunca belirlenen bu olgular gözetilerek davacının Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet haklarına üstünlük tanımak suretiyle ve çap kaydının iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek elatmanın önlenmesine, ayrıca ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesi ile kararın bozulması üzerine, davalı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Hemen belirtilmelidir ki davacı tarafın mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine ilişkin mahkeme kararının bozulmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, yüklenici şirket ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, yüklenici ile davalının abisinin yapmış oldukları harici satış sözleşmesi sonucunda, davalının abisi ...’ye anılan dairenin teslim edildiği, davalının da abisi ...’ye tebaan çekişmeli daireyi kullandığı, davacılar ile dava dışı yüklenici arasındaki sözleşmenin halen feshedilmemiş olması nedeniyle, davalıya keşide edilen ihtarın davalıyı kötüniyetli hale getirmeyeceği ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ayakta olduğu sürece davalının kullanımının kötüniyetli sayılamayacağı açıktır.
Hal böyle olunca 1. Hukuk Dairesi’nin 5.4.2016 tarihli ve 2014/10111 Esas, 2016/4107 Karar sayılı bozma ilamının ecrimisil alacağına yönelik kısmının doğru olmadığı bu sefer yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin ecrimisil isteğine yönelen karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince kabulüne 1. Hukuk Dairesi’nin 5.4.2016 tarihli ve 2014/10111 Esas, 2016/4107 Karar sayılı bozma ilamının ecrimisil alacağına yönelik kısmının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün ecrimisile yönelik ret hükmünün onanmasına, davalı vekilinin elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin karar düzeltme talebinin reddine ve peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 3.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2020/345 E. , 2020/6739 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 46 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat