8. Hukuk Dairesi 2017/10696 E. , 2020/3488 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/10696 E. , 2020/3488 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı ..., dava dilekçesinde ve yargılamada 809 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinde babası, ölümü ile kendisi tarafından toplamda 30 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla nizasız fasılasız kullanımda olduğunu, taşınmazın buna rağmen tapuda hazine adına tescil edildiğini açıklayarak, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına taşınmazın tapuya tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında davacının halefiyete dayanan talebinin Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/480 Esas 2004/176 Karar sayılı ilamına konu yerle aynı yer olup, tarafları, konusu aynı olduğundan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/480 Esas 2004/176 Karar sayılı dosyası içeriğinden dava konusu eski 809 parsel sayılı taşınmazın 26.07.1967 tarihinde davacının babası olan ... adına tarla vasfı ile zilyetlikle tespit edildiği, tespite Hazine ve Orman Bölge Şefliği tarafından yapılan itirazın incelenmek üzere gönderildiği Tapulama Mahkemesinin 31.03.1971 tarihli ve 1969/12 Esas, 1971/272 Karar sayılı ilamıyla taşınmazın tapulama dışı bırakıldığı, ilgili hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. HD'nin 1971/4499 Esas-4612 Karar sayılı ilamıyla tapulama komisyonunun yetkisizlik kararının kanuna aykırı olduğu, dosyanın tapulama müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği açıklanarak hükmün bozulduğu, Tapulama Mahkemesinin 1972/42 Esas-451 Karar sayılı ilamıyla bozma ilamına uyularak dosyanın tapulama müdürlüğüne gönderilmesine dair hüküm tesis edildiği, Tapulama Komisyonunun 20.11.1975 tarihli kararıyla orman idaresi tarafından yapılan itirazın kabulüne, taşınmazın tapulama tahdid ve tespit dışı bırakılmasına karar verildiği ve kararın 16.06.1976 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacının babası ... tarafından 17.11.1998 tarihinde açılan tescil davasında verilen ilk kararda Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne ve taşınmazın 809 parsel olarak davacının babası ... adına tesciline karar verildiği, bu hükmün Daire'nin 2001/5001 Esas ve 5473 Karar saylı ilamıyla taşınmazın 1995 yılında orman dışına çıkarılması, orman sınırlandırılmasının kesinleştiği tarih ile dava tarihi 1998 arasında kazanma süresinin geçmediği gerekçesiyle davanın reddi gerektiği açıklanarak bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiği ve davacı tarafından yapılan karar düzeltme talebinin Daire'nin 12.05.2005 tarihli ve 2005/3354 Esas ve 3724 Karar sayılı ilamıyla reddedilmesi neticesi Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, her ne kadar Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/480 Esas, 2004/176 Karar sayılı ilamının eldeki temyize konu dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de davacı taraf hem vefat eden babasının hem de kendisinin tek başına malik sıfatıyla taşınmazdaki zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup, davacının babasına istinaden zilyetlik iddiası bakımından halefiyet ilkesi gereği Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/480 Esas 2004/176 Karar sayılı ilamının davacı yönünden kesin hüküm oluşturacağı, davacının kendisinin tek başına 30 yılı aşkın zilyetlik iddiası yönünden ise söz konusu ilamın kesin hüküm teşkil etmeyeceği gözetilmemiştir.
Davacının kendisinin tek başına 30 yılı aşkın malik sıfatıyla zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil isteği yönünden ise, taşınmazın öncesinde orman olduğu ve 1995 yılında orman olmaktan çıkarıldığı gözetilerek 1995 öncesi yönünden orman niteliğinde olan taşınmazın özel mülkiyette konu edilemeyeceği kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılmasının söz konusu olamayacağı, orman sınırlandırmasının kesinleştiği 06.09.1996 tarihi ile tapu kaydının oluştuğu 12.05.2005 tarihi arasındaki süreçte ise kanunda aranan 20 yıllık zilyetlik süresi şartının sağlanmadığı, 12.05.2005 tarihi ile dava tarihi 10.12.2015 arasında yer alan dönem içerisinde ve halen taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gözetilerek, davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/son maddesi uyarınca davanın reddine ilişkin kararın, gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz edilen ve sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle HUMK'un 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön