8. Hukuk Dairesi 2016/13440 E. , 2020/2265 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, ... ili, ... ilçesinde kain 1127 parsel sayılı taşınmazlarda vekil edeni ile davalıların malik olduklarını, taşınmaz üzerindeki yığma kargir evin müvekkilinin emek ve sermayesi ile yapıldığını belirterek, yığma kargir evin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılardan ... davayı kabul etmiş, ... ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının hukuki yararının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 Sayılı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK mad.722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 Sayılı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.114/1-h ve 115)
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda dava konusu taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemiyle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1025 esas sayılı davasının açılmasından sonra eldeki davanın açıldığı ve muhdesatın tespitinin istendiği, eldeki davanın açılmasından evvel davacı asil tarafından aynı istemli ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/332-2014/507 sayılı davasının açıldığı ve takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, Mahkemece davacının açtığı ilk davayı takipsiz bırakması ve gelinen aşamada ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanmış olması nedeniyle davacının hukuki yararının kalmadığından bahisle temyize konu karar ile davayı reddetmiş ise de bu gerekçenin kabulü mümkün değildir. Davacı asil tarafından muhdesatın tespitine ilişkin açılan ilk davanın takipsiz bırakılmış olması davacının hukuki yararını kaldırmaz. Keza, hukuki yararın sona ermesi için ortaklığın giderilmesi davasının karara bağlanmış olması da yeterli değildir, verilen hükmün kesinleşmesi de gerekir.
Buna göre Mahkemece taraflar arasında görülen ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1025-2014/1195 sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası getirtilip, verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği tespit edilmeden ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlandırıldığından bahisle eksik araştırma ve inceleme ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/13440 E. , 2020/2265 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat