8. Hukuk Dairesi 2017/16199 E. , 2020/1348 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/16199 E. , 2020/1348 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak- İhalenin Feshi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, 19/02/2009 tarihinde ... marka ... plakalı aracı borçlu şirketten Noter Satış Sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tescilini yaptırmamış olması nedeniyle kayden malikin hala borçlu şirket olduğunu, borçlu aleyhine yapılan ve kesinleşen takip nedeniyle aracın 6.11.2015 tarihinde dosya alacaklısına ihale edildiğini yapılan haciz ve ihale işlemleri hukuka aykırı olup, mülkiyeti davacıya ait olan araç üzerindeki istihkak iddiasının kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili istihkak iddiasının yetkisiz mahkemede ileri sürüldüğünü, bununla beraber istihkak iddiasının satışın talep edildiği tarihe kadar ileri sürülebileceğini, mahcuzun satışının gerçekleştiğini, takip dosyasında taraf olmayan ve ilgili kişiler arasında sayılmayan davacıya tebligat yapılmamış olmasının ihalenin feshine sebep olamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, hapis hakkına dayalı olarak alacaklı tarafından yapılan takipte haciz aşaması bulunmadığından davanın reddine, ihalenin feshi talebinin ise muhammen bedelin üzerinde satıldığı gerekçesiyle davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle reddine, fesih talebine ilişkin esastan yargılama yapılmadığı için davacı aleyhine para cezasına hükmedilmemesine karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası ve ihalenin feshi talebine ilişkindir.
1. İhalenin feshi talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca menkul ihalelerinde de uygulanan İİK'nin 134/2. maddesinde, ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar satış isteyen alacaklı,borçlu ve pey sürmek suretiyle ihaleye katılanlardır. Ihaleden önce ,menkul hükmünde olan ve satışı yapılan menkuller hakkında, kendi takip dosyasından satış avansını yatırarak satış isteminde bulunmayan haciz alacaklısının, ihalenin feshi davası açmasına yasal imkan yoktur.
Somut olayda davacı üçüncü kişi, takipte taraf olmadığı gibi, pey sürmek suretiyle ihaleye de katılmamıştır. Davacı satışa konu araç üzerinde mülkiyet hakkı olduğunu iddia etmiş ve istihkak davası açmış ise de ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı görülmektedir.
Bu durumda davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istemin reddi gerekirken, farklı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan reddi doğru olmamış ise de sonuç itibariyle karar doğru olduğundan davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. İstihkak iddiasının reddine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde, hapis hakkı, kanundan doğan bir tür rehin hakkıdır. Taşınır rehni tabiri ise teslime bağlı rehinleri, TMK'nin 940. maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri de kapsar. Bu nedenle alacaklı kendisine tanınan hakkı kullanarak taşınır rehninin paraya çevrilmesine ilişkin yolla İİK'nin 145 ve devamı maddeleri uyarınca takip yapabilir. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, haciz aşaması olmadığı için, istihkak iddiaları paraya çevirme aşamasında (rehinli malın satışının istenmesinden sonra) incelenir.(İİK. m. 150/g.)İstihkak iddiası, hacizli mala ilişkin istihkak iddiasına ilişkin hükümlere tabidir. (İİK'nin 96-99. m. 150/g.)
Somut olayda, yedieminlikten doğan ücret alacağını dava dışı önceki alacaklıdan temlik alan davalı alacaklı 7.7.2015 tarihinde İİK'nin 270. maddesi uyarınca hapis hakkını kullanmak amacıyla defter tutulmak üzere kıymet takdiri talebinde bulunmuş, 15.07.2015 tarihinde ise kıymet takdiri yapılmış, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2015/13486 Esas sayılı dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmiştir. 06.11.2015 tarihinde araç alacaklıya ihale edilmiş, 12.11.2015 tarihinde ise temyize konu dava doğrudan üçüncü kişi tarafından istihkak iddiası ile açılmıştır.
Hal böyle olunca, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 150/g maddesinde yer alan “Satılması istenen rehin hakkında 92 nci maddenin üçüncü fıkrası ve 93, 96, 97, 97/a, 98 ve 99 uncu maddeler ile 112'den 137 nci maddeye kadar olan hükümler kıyas yolu ile uygulanır” düzenlemesi de nazara alınmak sureti ile davacı üçüncü kişi tarafından usulüne uygun istihkak iddiasında bulunulduğu kabul edilerek, işin esası incelenmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, haciz yapılmamış olduğu gerekçesiyle reddi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nin 366. ve HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı üçüncü kişiye iadesine,13.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön