8. Hukuk Dairesi 2017/16002 E. , 2020/1147 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, 15.10.2011 tarihli hacze konu balıkların davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, haczin gerçekleştiği havuzların borçludan kiralanıp bedellerinin ödendiğini, haciz adresi borçlunun merkez adresi olarak gözükse de kira tarihinden sonra adresin borçlu tarafından kullanılmadığını belirterek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu ile üçüncü kişi şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, borçlu şirketin balık üretim tesislerini üçüncü kişi şirkete devrettiğini, haciz adresinin ortak kullanıldığını, şirketlerin tek elden yönetilen şirketler olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, istihkak davasının kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 25.02.2015 tarihli ve 2013/20993 Esas, 2015/ 6780 Karar sayılı kararı ile dava konusu haciz esnasında duvarda borçlu şirketin vergi levhasının bulunduğu,davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı adreste aynı alanda faaliyette bulundukları anlaşılmakta olup, bir kısım ortak ve yetkililerinin aynı kişilerden oluştuğu, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin aksinin, davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerektiği, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş bulunan fatura ile adi yazılı kira sözleşmesi yasal karinenin aksini ispata yeterli olmadığı gibi, borçlu şirkete ait haciz adresinde bulunan işletme ile birlikte 2 adet işletmenin de 2009 yılı içerisinde davacı şirkete devri gerçekleştirilmiş olup, organik bağ içinde bulunan borçlu ve davacı şirketlerin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak hareket ettikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine ve davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine
2. Davalı alacaklı vekilinin tazminata yönelik temyizine gelince
İİK'nin 97/13. maddesine göre istihkak davası üzerine, takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın, %20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı kurala bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı üçüncü kişi vekilinin talebi doğrultusunda 02.01.2012 tarihli tensip zaptının 4 nolu ara kararı ile davaya konu menkullerin satışının tedbiren durdurulmasına karar verildiği, bu ara kararın mahcuzlar yönünden takibin durdurulması niteliğinde olduğu, tazminat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davalı alacaklı şirket lehine istifası geciken miktarın, %20'sinden aşağı olmamak üzere, davacıdan tazminat alınmasına karar verilmesi gerekirken, tazminat talebinin reddedilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 23,00 TL'nin temyiz eden davacı üçüncü kişiden alınmasına, 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/16002 E. , 2020/1147 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 51 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat