8. Hukuk Dairesi 2020/3309 E. , 2020/7319 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkiline ait iş makinesinin haczedildiğini, mahcuzun bayi olan borçlu şirketten 19.03.2015 tarihli fatura ile sıfır olarak satın alınarak bedelinin ödendiğini, mahcuzun müvekkili şirketin işleticisi olduğu sürücü kursunda ehliyet sınavlarında kullanıldığını öne sürerek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirket ile davacı şirket arasında satış yapıldığı iddia edilse de noter tarafından yapılmayan işlem sebebiyle mülkiyetin davacı şirkete geçmesinin hukuken mümkün olmadığını, haciz işleminden sonra iş makinesinin tescil edildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içerisinde cevaplarını bildirmediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 16.11.2017 tarihli ve 2017/1978 Esas, 2017/2584 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine istinaf kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir. Dairemizin 22.05.2019 tarihli ve 2018/669 Esas, 2019/5422 Karar sayılı ilamı ile '...davalı alacaklının dayanağı faturanın ithalat yapan firmadan alınan ilk el faturası dolayısıyla sahiplik belgesi niteliğinde olduğu, mahcuzun alacaklı şirket adına tescil ettirilmeksizin harici olarak borçlu şirkete satıldığı, üçüncü kişi şirketin ise aynı şekilde dava konusu iş makinesini sıfır olarak borçlu şirketten satın aldığı, ret gerekçesinin kabulü halinde alacaklı şirketçe borçlu şirkete yapılan satış işlemine de değer verilmemesi gerektiği, aynı şekilde satış işlemi yapan alacaklının, borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında yapılan harici satışın geçersizliğini öne sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve hukuk düzeni tarafından korunmayacağının da kabulü gerektiği, kaldı ki hacizden bir gün sonra mahcuz iş makinesinin üçüncü kişi şirket adına tescil edildiği nazara alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.' gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyularak davanın kabulü ile davacı lehine tazminata karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1.Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davalı alacaklı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine
2.Tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince
Üçüncü kişi yararına tazminata hükmolunması için, üçüncü kişinin davasının kabulü yanında, istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklının kötü niyetinin gerçekleşmesi zorunludur. Buradaki kötü niyetten maksat haciz sırasında mahcuzun davacıya ait olduğu, alacaklı tarafından bilindiği halde, kötü niyetli olarak haczin tatbikinin talep edilmesidir. Alacaklı, üçüncü kişi ile borçlu arasındaki işlemlere yabancı olduğundan istihkak iddiasına itiraz etmesi, tek başına alacaklının kötü niyetli olduğunu göstermez. Somut olayda, alacaklının kötü niyeti kanıtlanmadığından İİK'nin 97/15. maddesinde aranan yasal şartların oluşmaması nedeni ile davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK'nin ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendindeki 'Davalı alacaklının İİK'nin 97. maddesi gereğince takip konusu meblağ üzerinden %15 oranında tazminata hükmedilmesine,' cümlesinin çıkartılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, İİK'nin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2020/3309 E. , 2020/7319 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat