8. Hukuk Dairesi 2020/2564 E. , 2020/6039 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi yönünden davanın kabulüne, yıkım yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün bir kısım davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin paydaş olduğu dava konusu taşınmazı, paydaş olmayan davalının ev, dam, ahır yapmak suretiyle işgal ettiğini belirterek, elatmanın önlenmesi ve yıkım talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasındaki beyanında, dava konusu taşınmazın tapu kaydında beyanlar hanesindeki muhdesat sahibi ... oğlu ... ...’ın babası olduğunu, yargılama sırasında taşınmazın ½ payının oğulları tarafından alındığını, onların izniyle oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, davalının elatmasının önlenmesine, yıkım fahiş zarar doğuracağından kal talebinin reddine dair verilen karar, bir kısım davacılar vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu bahçeli kargir ev vasfındaki 166 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payına davacılar elbirliği halinde, ½ payı ise davanın açıldığı tarihte dava dışı kişiye ait olup, yargılama sırasında 1/4’er pay ile davalının oğulları ... ... ve ... ...’a aittir. Tapunun beyanlar hanesinde ... oğlu ... ... işgalinde olduğu, muhdesat bilgileri bölümünde ise, üzerindeki kargir ev ve ahırın ...’ye ait olduğu belirtilmiştir.
Kadastro Kanununun 19. maddesi gereğince davalının murisi lehine bulunan şerh yönünden davalının kötü niyetli olduğu söylenemez. Bu durumda, hangi yapıların şerhte belirtilen yapılar olduğu tespit edilerek, davacılara şerhe konu yapı değerlerinin depo edilmesi için önel verilmesi, depo edildiği takdirde kal'e ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi, edilmediği takdirde davanın reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, bu tür davalarda davanın tapuda kayıtlı tüm maliklere yöneltilmesi ve onların huzuru ile görülüp sonuçlandırılması gerekirken bir kısım kayıt maliklerinin taraf olması sağlanmadan aleyhlerine sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi de yanlıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2020/2564 E. , 2020/6039 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 93 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 117 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 108 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat