8. Hukuk Dairesi 2018/9947 E. , 2020/5274 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 27.12.2016 tarihli ve 2012/969 Esas, 2016/1072 Karar sayılı kararıyla reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, ..,.... ilçelerindeki şantiyelerin mekanik tesisat işlerinin yapılması için borçlu şirket ile 21.09.2011 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkili firmanın kamu taahhütlerinin yüklenicisi olup, borçlu şirketin alt yüklenici olduğunu, haczedilen malların bedellerinin davacı firma tarafından borçlu şirkete ödendiğini, borçlu şirketin Diyarbakır/Bismil şantiyesindeki işine ilişkin 30.05.2012 tarihli ve 911.262,63 TL bedelli hak ediş faturası tanzim ettiğini, hacizli malların bedellerinin işçilik ücretleri ile birlikte davacı şirket tarafından borçlu şirkete ödendiğini, malların mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğunu açıklayarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili,menkullerin henüz montajı yapılmamış bir şekilde taşeron borçlu .. Şirketinin tasarrufunda bulunduğunu, montajı yapılmışçasına Kamu İhale Kanunu'na aykırı olarak hak ediş raporlarına dahil edildiğini, bu şartlarda düzenlenen hak edişlerin Kamu İhale Kanunu'na aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı üçüncü kişi ve borçlu şirketlerin aynı inşaatların yüklenicisi ve alt yüklenicisi olduğu, İİK.nın 97/a maddesi gereğince taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde borçlu elinde addolunacağı, davacının karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 11.1.2018 tarihli ve 2017/779 E. 2018/ 42 K. sayılı kararı ile davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı inşaatın yüklenicisi ve alt yüklenicisi oldukları,davacı ile borçlunun haciz konusu malları birlikte ellerinde bulundurdukları, mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu davacının karinenin aksini güçlü kanıtlarla ispat edemediği, davacı şirketin ticari defterlerinin tüm araştırmalara karşın temin edilemediği, davacı şirkete ait defter ve kayıtların nerede olduğunun bildirilmesi için davacı vekiline kesin süre verilmesine rağmen sonuç alınamadığı gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine istinaf kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK' nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Davacı üçüncü kişi vekili tarafından ticari defterlerin incelenmek üzere Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/ 46 Esas sayılı dosyasında bulunduğu belirtildiğine göre, defterlerin belirtilen yerden getirtilmek sureti ile borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında taşeronluk ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise taraflar arasındaki taşeronluk sözleşme hükümleri kapsamında malzeme ve hak edişlere ilişkin düzenlemeler, şantiyeye ilişkin düzenlenen iş yeri teslim tutanakları ve hak ediş raporlarının getirtilmesi, borçlu ile üçüncü kişi arasında yapıldığı ileri sürülen sözleşme kapsamında, davaya konu mahcuzun kullanıldığı inşaat sahasının ne kadarının tamamlandığı, borçlu şirketin inşaat alanında faaliyetine devam edip etmediği, ayrıca üçüncü kişi tarafından dava konusu malzemeye ilişkin olduğu iddia edilen fatura bedellerinin ödenip ödemediğinin tespiti, bu ödemenin ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığının saptanması, borçlu ile üçüncü kişi arasındaki taşeronluk sözleşmesinin ve sözleşmenin sona ermesine ilişkin devir bedeli ödemesi veya tasfiye hak ediş raporu bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise faturaları getirilerek temin ve hak ediş tarihlerinin ayrı ayrı denetlenmesi, hak edişlerin inşaat kapsamındaki puantaj yüzdesi, teslim, geçici kabul ve hak ediş durumlarının her bir mahcuz için tespit edilmesi, ayrıca hak edişlerin mahcuzlar ile uyumlu olup olmadığı hususunun da netleştirilmesi için aralarında inşaatçı bilirkişi ile maliye/muhasebeci bilirkişinin olduğu uzman bilirkişi kurulu raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.9.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/9947 E. , 2020/5274 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat