8. Hukuk Dairesi 2016/17586 E. , 2020/3618 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/17586 E. , 2020/3618 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 2800 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan ev ve ağaçların müvekkiline aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ön inceleme duruşmasında alınan beyanlarında, dava konusu evin davacı tarafından yapıldığını ve ağaçların davacı tarafından dikildiğini kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Diğer davalı ... Bozoklu’ya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde cevaplarını bildirmedediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nin 312/1. maddesi hükmüne göre kural olarak, davalı tarafın davayı kabul etmesi halinde yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulması, bunun sonucu olarak davacı tarafın yaptığı giderlerin davalıdan tahsiline, vekille temsil edilmiş ise, davacı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre davanın kabulü halinde davalı tarafın yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması için davayı kabul etmesi yeterli olmayıp, aynı zamanda ve birlikte kabulün en geç taraf teşkilinden sonraki ilk duruşma oturumunda yapılması ve davalının hal ve durumu itibarı ile dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması gerekir. Bu iki koşuldan herhangi birinin gerçekleşmemiş olması halinde davanın kabul edilmiş olması nedeniyle davalının yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekeceği kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, dosya kapsamı ve eksikten getirtilerek incelenen Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/753 Esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi talepli dava dosyasının incelenmesinde, davacısı Bahadır vekili tarafından açılan ortaklığın giderilmesi dosyasında 2800 parseldeki ortaklığın giderilmesinin istendiği, 02.07.2012 tarihli keşif oturumunda davalısı ... vekilinin “taşınmaz üzerindeki muhdesatlar müvekkilime aittir” şeklinde beyanda bulunmaları üzerine Bahadır vekili tarafından bu hususun kabul edildiğine ilişkin bir açıklama yapılmadığı, eldeki dava açıldıktan sonra Bahadır vekilinin ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul ettiği, davalılardan Mehmet Bozoklu’nun ise davayı kabul beyanı olmadığı, davayı ön inceleme duruşmasında kabul eden diğer davalıların ise ortaklığın giderilmesi dosyasında yapılan keşif esnasında hazır olmadıkları, bilirkşi raporlarının bu davalılara tebliğ edilmediği, keşfi müteakip celseden önce eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın hal ve davranışları ile eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiklerinden bahsedilemeyeceğine göre yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu davalılara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin, davalı ... ve Mehmet’e ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında, davalılardan Bahadır’ın hal ve davranışları ile eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, diğer davalı ... Bozoklu’nun ise davayı kabul beyanının bulunmadığının belirlendiğine göre eldeki dosyada davalı ... ve Mehmet’in yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarını gerektiren koşulların somut olayda gerçekleşmediği açıktır. Mahkemenin bu davalılar yönünden “dosya kapsamı, davanın konusu ve davalıların davalı olması “ gerekçesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön