8. Hukuk Dairesi 2017/12355 E. , 2020/3558 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/12355 E. , 2020/3558 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vakıf Üyeliğinin Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Dava dilekçesinde, davacının Türk Telekom'da çalışırken özelleştirme sonucu 2007 yılında Bilgi Teknolojileri Kurumuna naklen atanarak çalıştığı kurumun değiştirildiği, Vakıf yönetim kurulunun 25.07.2008 tarihli kararı ile vakıftan yararlanmak için 31.12.2008 tarihine kadar kamu'ya nakil olmuş personelin vakfa müracaat etmeleri gerektiğine dair aldığı kararın davacıya herhangi bir şekilde bildirilmeden internet üzerinden duyurulduğu, davacının internet üzerindeki duyuru öğrenmesi ile vakfa müracaat ettiği ancak kendisine geri dönüş yapılmadığı, Vakıf senedinin 19.maddesinde başka kurumlara atananların vakıf üyeliklerinin devam etmesi için herhangi bir süre şartının bulunmadığı ileri sürülerek davacının, davalı Vakfın üyesi olduğunun tespiti istenmiştir.
Davalı Vakıf vekili cevap dilekçesinde, TMK'nin 83.maddesi kapsamında dava açmak için gerekli 3 aylık hakdüşürücü sürenin geçtiği, davacının Türk Telekom'dan sonra atandığı ilk kurumda çalışıp çalışmadığının tespitinin gerektiği, Vakfa üyelik için yazılı başvuru şartına dair yönetim kurulu kararının o tarih itibari ile vakfı üyesi olmayan davacıya tebliğine gerek olmadığı gerekçeleri ile davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının, davalı Vakfın üyesi olduğunun tespitine karar vermiştir.
Davanın kabulüne dair mahkeme kararını davalı Vakıf vekili temyiz etmiştir.
Dava, 2003-2007 yıllarında Türk Telekom'da çalışırken vakıf üyesi olan davacının özelleştirme nedeni ile 15.11.2007 tarihinde başka kuruma nakil giden davacının vakıf üyesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesinde vakfın, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 'Tanımlar' başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve yararlananları bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
Vakıf Senedinin 19.maddesinin c bendinde Türk Telekom'un 14.11.2005 tarihinde yapılan %55 hisse devri sonrasında 4046 sayılı Yasa'nın 22.maddesi çerçevesinde başka kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atamaları yapılan personelden isteyenlerin 406 sayılı Kanun'un Ek-32 inci maddesinin son fıkrasında belirtildiği şekilde aralıksız sürekliliğinin bulunması, aidat ve şirket katkı paylarını ödemeye devam etmesi ve bu isteğini yazılı olarak bildirmesi halinde Vakıftan yararlanacakları düzenlenmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının şahsi dosyasının getirilip, vakıf senedinin 19/c maddesi kapsamında herhangi bir inceleme yapılmadan, davalıya yazılı tebligat yapılmadığı, davacının vakfa müracaatının süresinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, toplanan belgeler hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, davacının şahsi işyeri dosyası getirtilerek, Türk Telekom'dan sonra ilk olarak naklen atamasının hangi kurum veya kuruluşa yapıldığı, dava tarihi itibari ile Türk Telekom'dan sonra ilk atandığı kurumda mı yoksa farklı bir kurumda mı çalıştığı tespit edilerek davacının talebinin vakıf senedinin 19/c maddesi kapsamında değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene, 17.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön