8. Hukuk Dairesi 2017/10492 E. , 2020/3485 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/10492 E. , 2020/3485 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Davacılar vekili, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1061 Esas sayılı dosyasına konu paydaşı oldukları 10173 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 katlı binanın davacıların murisi aynı zamanda babaları... tarafından meydana getirildiğinin tespitini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazda belediyenin herhangi bir muhdesatının bulunmadığını, kurum hissedar olduğundan davalı gösterildiğini ve dava açılmasına sebebiyet verilmediğini açıklayarak, vekil edeni aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacıların iddiasının doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., ön inceleme celsesinde davayı kabul ettiği, davanın açılmasına sebebiyet vermediği yönünde beyanda bulunmuştur.
Davalılar .... usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
Mahkemece, davacıların davasının kabulü ile 10173 ada 3 parseldeki bilirkişinin 08.01.2016 tarihli krokili raporunda belirtilen üç katlı binanın davacıların murisi İbrahim'e ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde
Mahkeme kararı davalı ...'e 10.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi 26.05.2017 tarihinde kaydedilmiştir. Bu durumda 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 432. maddesi hükmünde öngörülen 15 günlük temyiz süresinden sonra temyiz talebinde bulunulduğundan 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2. Davalı ... vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince
6100 sayılı HMK'nin 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Somut olayda, ortaklığın giderilmesi dava dosyası getirtilerek davalı ... yönünden davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği hususu araştırılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bununla birlikte muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Buna göre, somut olayda yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. maddesi uyarıca yargılama giderinden ve davacılar yararına takdir edilen vekalet ücretinden yukarıda ifade edilen ilkeler doğrultusunda her bir davalının sorumlu olduğu yargılama gideri ve vekalet ücretinin ayrıntılı ve infaza elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'ye iadesine, 16.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön