8. Hukuk Dairesi 2017/13794 E. , 2020/3081 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA VE BİRLEŞEN DAVA : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A 8R
Davacı vekili,davaya konu ... ... 153 ada 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 32/C ve 32/D kapı numaralı dükkanların davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı birleşen davada davacı vekili, ... ... 153 ada 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 32/B kapı numaralı dükkanın birleşen dava davacısına ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların dava konusu parseli kendi aralarında fiilen taksim edip kullandıkları, bir kısım davalıların keşif mahallinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında davacıların dava konusu muhdesatlara malik olduklarının belirtildiği, böylelikle davaların sübuta erdiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi Merkez mevkii 153 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve binanın zemin katında bulunan, fen bilirkişisinin 08.02.2016 havale tarihli raporu ve ekindeki krokisinde “C” harfi ile gösterilen 32/C ve “D” harfi ile gösterilen 32/D numaralı dükkânların davacı ...’ye ait olduğunun tespitine, “B” harfi ile gösterilen 32/B numaralı dükkânın davacı ...’ye ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava ve birleşen dava muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.
Davaya konu, 153 ada 8 parselin, 480 m2 miktarında, arsa ve dükkan ev olarak asıl ve birleşen dava davacıları ile davalılardan ..., davalılardan ... ile diğer davalıların murisleri olan ...ve ... adına paylı mülkiyet şeklinde tescilli olduğu anlaşılmaktadır.
Taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini arttıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını 818 sayılı BK'nin 61 ve onu izleyen maddeleri (TBK’nin 77 ve devamı maddeleri) hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur. İyileştirme giderlerini yapan malik ya da maliklerin yaptıkları giderler taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesi ve muhdesattan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecektir. Bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden bu iyileştirme giderlerinin tespitini dava etmekte hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez.
Öte yandan HUMK’un 74. (6100 sayılı HMK'nin 26.) maddesi hükmüne göre mahkeme tarafların iddia ve savunmaları ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin davalarda mahkemece araştırılması gereken husus muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır.
Somut olaya gelince, iddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere göre asıl davada davacı ve birleşen davada davacının davaya konu taşınmazları kaba inşaatı tamamlanmış haliyle satın aldıkları, taşınmazların içinin ve birtakım imalatlarının davacılar tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davaya konu yapıların davacılar tarafından satın alınmadan önce muhdesat haline geldiği, asıl davada davacı ve birleşen davada davacının bu aşamadan sonra yaptığı tüm işlerin iyileştirme giderleri olduğu kuşkusuzdur.
Bu belirlemeler karşısında muhdesatın davacılar tarafından muhdesat niteliğindeki dükkanlara faydalı ve zorunlu işler yaparak iyileştirmede bulundukları gözetilerek, bu iyileştirme sebebiyle sebepsiz zenginleşen davalılar aleyhine koşullarının varlığı halinde TBK’nin 77 ve devamı maddeleri hükümlerine göre alacak davası açma imkanları olduğu dikkate alınarak muhdesatın tesbitine yönelik açılan davaların temyize gelen davalılar ..., ... ve ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, toplanan delillerin hatalı şekilde değerlendirilmesi neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre bir kısım davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/13794 E. , 2020/3081 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat