8. Hukuk Dairesi 2017/11245 E. , 2020/2950 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/11245 E. , 2020/2950 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davalı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, davalı üçüncü kişinin borçlu ile aynı adres, aynı konsept, aynı marka adı altında, aynı logo, aynı tabela, aynı müşteri portföyü ile aynı iş kolunda, aynı ürünlerin satışını yaptığını, adresinin borçlu ile aynı adres olan ... AVM olduğunu, borçlu firmanın iş yerini kendi adına işletmekte iken, işlerinin bozulması sürecinde vergi levhası değişikliği ve bir takım özel sözleşmeler ile alacaklıların tahsilat yapabilecek yerden savuşturulması yolunu izlemeye çalıştığını, üçüncü kişi ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, alacaklının alacağına kavuşmasını engellemek amacı ile muvazaalı işlemler yapıldığını belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davacı tarafın mesnetsiz, gerçek dışı ve soyut ifadelerden ibaret beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, istihkak davasının geçersiz bir hacze dayalı olarak açıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davaya konu mallar hakkında Mahkemelerince haczin geçersizliğine karar verildiği, dolayısıyla artık hacizli mal bulunmadığı, davanın konusuz kaldığı, ''Pırlant''ın marka olduğu, borçlu şirketin davalı üçüncü kişi şirkete Frenchise Sözleşmesi ile ''Pırlant'' marka ürünlerini satma yetkisi verdiği gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince üçüncü kişi şirketin İİK’nin 88/1 maddesi gereğince haczin geçersizliğine ilişkin şikayet talebi kabul edilerek haczin geçersizliğinin tespitine karar verildiği, anılan kararın kesinleştiğine ilişkin iddia ve kesinleşme şerhi bulunmadığı, bu durum karşısında Mahkemece bu ilamın kesinleşmesinin beklenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, geçerli bir haczin istihkak davalarında ön koşul olduğu, Mahkemece haczin geçersizliğinin tespitine ilişkin kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davacının delilleri toplanıp yeniden yargılama yapılarak talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiş, karar davalı üçüncü kişi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. Maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez ise de, Mahkemece daha önce verilen bir icra mahkemesi kararı sonradan verilecek karara esas alınacak ise yani hakim kararını önceki karar üzerine inşaa edecek ise, yargılamanın düzenli bir şekilde ilerlemesini sağlamak için, önceki mahkeme kararının kesinleşmesini beklemek gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 353/l-a-6. maddesinde, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK'nin 353/1-b-3. maddesinde 'Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise, bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir ' düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin az yukarıda değinilen kural gereğince her ne kadar gerekçesi yerinde ise de dava dosyasının yine yukarıda değinilen yasal düzenleme gereği kararda belirtildiği üzere inceleme yapılarak karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine iadesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda, istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla, gerekirse Kanun'un 353/1-b-3 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince, eksik delil olduğu belirtilen Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1307 E., 2016/1333 Karar Sayılı dosyası bekletici mesele yapılarak dava dosyası incelenip karara bağlanması gerekirken, Kanun’da bulunmayan bir gerekçe ile dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK'nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön