8. Hukuk Dairesi 2016/10363 E. , 2020/1662 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/10363 E. , 2020/1662 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı-birleşen davada davalı ... vekili, davacı erkeğe ait ... marka aracın davalı eş tarafından satıldığını, bu otomobilin satımından elde edilen 17.500 TL’nin, yine davacı eşe ait davalı eş tarafından çekilen maaş toplamı olan 8.000 TL ve ikramiyelerden 1.500 TL’nin davacı erkeğe verilmemesi nedeniyle davacının zararının 27.000 TL olduğunu, yine davalı eşin babasına ait olan daha önce birlikte oturdukları evin kaba inşaat halindeyken, iç dış sıva, tüm ıslak zemin, taş döşeme ve işçilik, taban, mutfak, mobilya, boya vb. işlerin davacı eş tarafından yapıldığını açıklayarak, iyileştirmenin değeri üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL’nin davalı eşten tahsiline karar verilmesini, davacının şahsına ait eşyaların iadesini talep etmiştir.
Davalı-birleşen davada davacı ... vekili, asıl davanın reddini, birleşen davasında ise, düğünde takılan 4 çift adana burması, 1 büyük boy set, 7 adet bileziğin aynen iadesini olmadığı takdirde faiziyle 8.000 TL’nin davalıdan tahsilini, evlilik birliği içinde edinilen 07 PZ 288 plakalı aracın yarısı olan 10.000 TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 15.000 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle Selden'den alınarak ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleşen davanın kabulüyle 10.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ...'tan alınarak Selden'e verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı-birleşen davada davacı ... vekili tarafından asıl davada verilen kabule ilişkin bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
Asıl dava, genel hükümlere göre açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası, birleşen dava ise mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açıdan) o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar dahi, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan reddedilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, usul kanununda “husumet” olarak ifade edilen hukuki bir terim de bulunmamaktadır. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir. Meselâ, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaklısına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, dava, davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan) dolayı reddedilir (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 234 Yılmaz, Ejder Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 530).
Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı). Mesela, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre mahkemece asıl dosya davacısının eve yönelik iyileştirme giderlerine yönelik talebi kabul edilerek değer artış payı talebi ile ilgili olarak asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, asıl davada talebe konu 52 ada 29 parselde kayıtlı taşınmaz 16.04.1999 tarihi itibariyle davalı kadının babası adına kayıtlıdır. Yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna ait bulunduğundan, iyileştirme yapılan davaya konu ev davalı kadının babasına ait olup, davacı erkeğin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası borçlusu davalı kadının babası olduğundan, dava tarihi itibariyle davalı kadının bu taleple ilgili olarak pasif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece bu gerekçeyle asıl dosya davacısı erkeğin eve yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün temyize konu bölüm yönünden 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön