8. Hukuk Dairesi 2020/674 E. , 2020/1463 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2020/674 E. , 2020/1463 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, haciz mahallinin müvekkili tarafından depo olarak kullanılmak üzere kiralandığını, mahcuzların müvekkili şirkete ait ve faturalı olduğunu, ödemelerinin çek veya banka havalesi yolu ile yapıldığını, borçlu şirketten satın alınan malların çalıntı olmadığına dair borçlu şirketten belge istenildiğinde haciz mahallinde bulunan borçlu adına düzenlenmiş faturaları sunduğunu, haciz mahallinde bulunan bu faturalar gerekçe gösterilerek haciz yapıldığını iddia ederek istihkak davasının kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçlu adına belge bulunduğunu, borçlu firma ile aralarında bayilik anlaşması olduğunu, malların dağıtımını yapan çalışanlardan borçlunun haciz mahallinde faaliyet gösterdiğinin öğrenildiğini, bu nedenle anılan adreste haciz yapıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, haciz mahallinde borçluya ait evrak ve faturaların olduğu, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, davacının ibraz ettiği kapanış tasdiki olmayan ticari defterlerinin lehlerine delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığı, fatura,vergi levhası ve kira sözleşmesinin her zaman düzenlenebilir nitelikte olmaları nedeniyle istihkak davasında yeterli ve inandırıcı delil sayılmayacağı, davacının karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Haciz, ilgili Vergi Dairesinden getirilen kayıtlara göre üçüncü kişinin şube adresinde yapılmış olup borçlu şirket haciz adresinde faaliyet göstermemiştir. Her ne kadar haciz mahallinde borçlu şirket adına düzenlenmiş 30.3.2013 – 22.5.2013 tarih aralığına ilişkin faturalar bulunmuş ise de, anılan faturalardaki yazılı adres haciz adresi olmadığı gibi borçlu ile üçüncü kişi şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile anılan belgelerin bulunması hayatın olağan akışına uygundur. Kaldı ki belgeler güncel de değildir. Bu hali ile, borçlu adına bulunan belgeler tek başına karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli görülmemiştir. Öte yandan, borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunmamakta olup üçüncü kişi şirket borcun doğumundan önce kurulmuştur. Bu durumda, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklı tarafından üçüncü kişi yararına olan karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediğinden davanın kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nın 366 ve HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön