12. Hukuk Dairesi 2018/15077 E. , 2019/2119 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 12/02/2018 tarihli ve 2017/9247 Esas - 2018/1130 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, 18/05/2015 tarihli dosya hesabının şikayet konusu yapıldığı mahkemece alınan bilirkişi raporu sonucunda dosya hesabının iptaline dair verilen kararın, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, temyiz isteminin süre aşımından reddine karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece verilen kararın, 16/03/2016 günü taraf vekillerine tefhim edildiği, Dairemizin 13/11/2017 tarihli, 2016/22730 E.- 2017/14028 K. sayılı kararı ile dosyanın geri çevrilmesi üzerine, mahkemece düzenlenen 27/11/2017 tarihli tutanakta, alacaklı vekilinin temyiz (süre tutum) dilekçesinde elle atılmış yada elektronik imzanın bulunmadığı, dilekçenin hakimlik tarafından 25/03/2016 tarihinde havale edilerek, 13/05/2017 tarihinde taranarak sisteme kaydedildiği bilgisi verilmesi sonucunda temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, alacaklı vekili Av. ...'in elektronik imzalı temyiz (süre tutum) dilekçesinin sisteme “Beyan Dilekçesi” başlığı altında, 18/03/2016 tarihinde kaydedildiği, bu durumda söz konusu dilekçenin, tefhim tarihine göre yasal 10 günlük sürede sisteme kaydedildiği anlaşılmakla Dairemizin 12/02/2018 tarihli, 2017/9247 Esas–2018/1130 Karar sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına oy birliği ile karar verildikten sonra, alacaklının icra mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
Dosya hesabında takipte kesinleşen miktar yerine, temlik bedeli esas alınarak hesaplama yapılmasına ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de
Borçlunun yasal süresi içinde, takipte istenilen işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmemiş olması, daha sonra icra müdürlüğünce takipten sonra işletilen faiz oranına ve buna göre düzenlenen hesap tablosuna şikayet hakkını ortadan kaldırmaz.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 7. maddesinde 'Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır' şeklinde
düzenleme getirilmiştir. İcra takibi de dava gibi düşünüleceğinden, 6098 sayılı TBK'nın anılan hükümlerinin henüz sonuçlanmamış icra takiplerinde de uygulanması gerekir (HGK'nın 12.09.2012 tarihli, 2012/19-314 E, 2012/557 K. sayılı kararı). Bununla birlikte TTK'nın 8. maddesine göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların, ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanması zorunludur.
6102 sayılı TTK’nın 3. maddesi “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 19/2. maddesinde ise taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.
Somut olayda takip dayanağı bono, kambiyo senedi niteliğinde olduğundan taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun kabulü gerekir. Borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı ve takipten sonraki dönem için istenen yıllık %75 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği de anlaşılmakla, takipten sonrası için yıllık %75 faiz oranının akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (yıllık %75) üzerinden faiz hesaplaması yapılmalıdır.
Öte yandan mahkemece, dosya hesabına ilişkin şikayetin haklı olduğu sonucuna varıldığında yapılması gereken iş, aldırılan bilirkişi raporu uyarınca alacak kalemleri ve buna göre toplam dosya borcunun düzeltilmesi olmalıdır. Bakiye borç tespit edilmesine rağmen, dosya hesabının tümden iptal edilmesi de yerinde görülmemiştir.
O halde mahkemece 18/05/2015 tarihli dosya hesabına ilişkin uyuşmazlığın, belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklanan ilke ve kurallar doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2018/15077 E. , 2019/2119 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat