12. Hukuk Dairesi 2018/13378 E. , 2019/16575 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

12. Hukuk Dairesi 2018/13378 E. , 2019/16575 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda borca itiraz ettiği, mahkemece borca itirazın İİK'nun 169/a belgesi ile ispatlanmadığından itirazın reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Somut olayda borçlu vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda, borçlu şirkete sulh ceza mahkemesince kayyum atandığı, yetkililere soruşturmalar nedeniyle ulaşmadıkları, çekteki imzaların bağlayıcılığı yönünde şüphelerinin olduğu, borçlu olmamasının kuvvetle muhtemelen olduğundan bahisle takibin iptalini talep ettiği, icra mahkemesince borca itirazın iik'nun 169/a belge ile ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın reddedildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirkete FETÖ soruşturması kapsamında el konularak TMSF kayyım olarak atandığı (1) 694 sayılı KHK'nin 196. maddesi ile eklenen 'Kayyım atanan şirketlerde kefalet' başlıklı geçici 1. maddesinde '(1) Bu Kanun Hükmünde Kararname ile 37 nci maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklik hükümleri, bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla başlatılmış olan takip ve tahsil işlemleri hakkında da uygulanır.' hükmünün mevcut olduğunu 678 sayılı KHK'nin 679 sayılı KHK'nin 6. fıkrası ve 694 sayılı KHK'nin 195. maddesi ile değişik 37. maddesi gereğince öncelikle şirket lehine kefil olan ve şahsi mal varlığı değerlerine kayyım atanmamış ortak, yönetici veya üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin mal varlığına müracaat edilmesi gerektiğinden, şikayetin kabulü ile davacı borçlu yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. TMSF'nin mahkemeye verdiği cevabı yazıda borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devem ettiği, şirket tüzel kişiliğinin borç ve sorumluluklarından sorumlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. İtiraza konu takibin kambiyo senedine dayandığı, borçlu şirket lehine kefaletin söz konusu olmadığı, bu durumda ilk derece mahkemesince borca itirazın reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesini kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 23/05/2018 tarih ve 2017/2475 E.-2018/1051 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön