12. Hukuk Dairesi 2019/5560 E. , 2019/7118 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

12. Hukuk Dairesi 2019/5560 E. , 2019/7118 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/10/2017 tarihli ve 2016/21242 Esas - 2017/14010 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ... tarafından borçlu ... hakkında yapılan ilamlı takipte, şikayetçi 3.kişinin icra mahkemesine başvurusunda borçlunun, şirketleri bünyesinde işçi olarak çalıştığını, dosya borcunun tahsili için kendilerine gönderilen maaş haciz müzekkerelerinin tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, tebligatlardan banka hesaplarına konulan hacizlerden sonra 19.12.2013 tarihinde haberdar olduklarından şikayetlerinin kabulü ile usulsüz tebligatların iptaline ve tebligatlara muttali oldukları tarihin 19.12.2013 olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 19.12.2013 olduğunun tespitine karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 10.06.2015 tarih ve 2014/12463E., 2015/12816K. sayılı ilamı ile özet olarak “…...Bu durumda mahkemece duruşma açılarak alacaklının(yazılı)delilleri toplandıktan sonra, şikayetçinin tebligatlardan haberdar olduğu tarih belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir” gerekçesi ile kararın bozulduğu, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiği, yine Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 30.10.2017 tarih ve 2016/21242 E., 2017/14010 K. sayılı ilamı ile yerel mahkemenin son kararının onandığı, anılan Daire’nin bu kararı aleyhine şikayetçi tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12. maddesinde 'Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır'. Aynı Yasa'nın 13. maddesinde ise 'Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır' hükümleri yer almaktadır. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise 'tüzel kişiler adına tebligat almaya yetkili kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle görevlendirilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bu kişilerin de bulunmaması halinde bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır' düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, borçlunun işvereni olan 3.kişi şirket adına gönderilen maaş haciz nüzekkeresinin 25.07.2013 tarihinde “işyerinde daimi işçisi Gülseren Zen imzasına” tebliğ edildiği, adı geçenin şirketi temsile yetkili bulunmadığı gibi, tüzel kişi şirketi temsile yetkili kişi yada kişilerin o sırada orada bulunup bulunmadıkları tespit edilmeden ve yasada belirtilen prosedüre uyulmadan doğrudan daimi çalışan imzasına yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12.ve 13.maddelerine aykırı olup, şikayetçi üçüncü kişi tarafından da tebligatlardan haberdar olunmadığı ve dolayısıyla yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, alacaklı tarafça 3.kişi şirket temsilcisi...a idari yaptırım kararının 13.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği ileri sürülmüş olup, yerel mahkemenin 17.08.2016 tarih ve 2016/391 E, 2016/759K. sayılı kararında aynı şekilde yaptırım kararının 13.06.2013 tarihinde şikayetçi üçüncü kişiye tebliğ edildiğinin yanı sıra, ... 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/936 E.sayılı kararının da 27.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, her iki tebligatın da 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, dolayısıyla şikayetçi üçüncü kişinin maaş haciz müzekkerelerinden haberdar olduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 19.12.2013 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğinden, yerel mahkemenin 17.08.2016 tarihli davanın reddine ilişkin kararının Yargıtay 8.Hukuk Dairesince bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, şikayetçi üçüncü kişinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 30.10.2017 tarih ve 2016/21242 Esas, 2017/14010 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 17.08.2016 tarih ve 2016/391 Esas-2016/759 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, 30/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön