12. Hukuk Dairesi 2019/10278 E. , 2020/4652 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun, bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine mernis adresine çıkarılan tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince bilinen adresin borçlu tarafından verildiği belirtilerek borçlunun kendi kusuruna dayanmayacağı nedenle şikayetin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tebligatın usulüne uygun olduğundan bahisle, gerekçe değiştirilmek suretiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 'Bilinen Adreste Tebligat' başlığını taşıyan 10. maddesinde 'Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır' hükmüne yer verilmiş, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/1. maddesinde de 'Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır' düzenlemesi getirilmiştir.
7201 Sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, kişiye önce bilinen son adresi esas alınarak tebligat yapılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde bildirilen ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres açık şekilde yazılmaksızın, sadece “Menderes mah. Otoban yanı, No:25 Efeler/...” şeklinde belirtilmek suretiyle ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ve “Adres yetersiz, cadde ve sokak no yok, muhatap ismen tanınmıyor”şerhi ile iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi ile borçlunun adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edildiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, öncelikle borçlunun bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olup, alacaklının takip talebinde bildirdiği ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres açıkça yazılmaksızın tebligat çıkarılması ve adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilememesi durumunda, Tebligat Kanununun 10. maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemez.
O halde, bölge adliye mahkemesince, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun hakkındaki takibi bildirdiği tarihten daha önce öğrendiği hususu alacaklı tarafından yazılı delille ispat edilemediğine göre, tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken gerekçe değiştirmek sureti ile istinaf isteminin esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 20/05/2019 tarih ve 2018/2214 E.-2019/1144 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2019/10278 E. , 2020/4652 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat