12. Hukuk Dairesi 2019/6890 E. , 2020/4187 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince, hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195 E. - 238 K. sayılı usulden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde de vurgulandığı üzere, 'Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.'
Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan 'Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği, yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir' şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır.
Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile örnek 9 ilamsız takipte, 485.046,70 TL asıl ipotek alacağı ve 714.953,30 TL faiz
alacağı olmak üzere toplam 1.200.000 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, borçlu tarafından sunulan itiraz dilekçesinde 7.711,12 TL dışındaki borca, faiz oranına, işlemiş faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine alacaklı tarafından 485.046,70 TL asıl alacak ve 391.013,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 876.060 TL alacağa yönelik itirazın kaldırılmasını ve lehlerine %20 inkar tazminat verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkemece, hükmün gerekçe kısmının son paragrafının son cümlesinde “.... talep edilebilecek tutarın ipotek limiti doğrultusunda 1.200.000 TL olduğu ancak dava dilekçesinde 876.060 TL için itirazın kaldırılmasının talep edildiği, bu taleple bağlı kalınması gerektiği, buna göre davacının itirazın kaldırılmasına ilişkin talebinin haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne...” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, hükmün karar kısmında ise “ Davanın kabulü ile Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2015/3446 Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın kaldırılmasına, takibin devamına” şeklinde hüküm kurulduğu, hüküm kısmında itirazın kaldırılmasına karar verilen alacak miktarının belirtilmediği, takibe hangi miktar üzerinden devam olunacağının anlaşılamadığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi için ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 27.02.2019 tarih ve 2018/2959 E. - 2019/558 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 27.09.2018 tarih ve 2017/711 E. - 2018/596 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 09/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2019/6890 E. , 2020/4187 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 117 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat