Davadan Feragat · Feragat Beyanının Gerçek İradeyi Yansıtmaması


Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri, Tapu İptali ve Tescili davası, Tapu Sicili, Kadastro, Gayrimenkul Satışı, Satış Vaadi Sözleşmesi, İpotek, Taşınmaz Üzerindeki Hak ve Kısıtlamalar, Muvazaa, Taşınmaz Mülkiyeti, Sükna, İntifa Hakkı, Şufa Hakkı, Ecri Misil davaları, Borçlar Kanunu'nun Kiralar ile ilgili Hükümleri, Tahliye davaları, Kira Sözleşmeleri, Tahliye
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi

E: 2014/2638
K: 2015/1728
T: 09.02.2015


· Davadan Feragat

· Feragat Beyanının Gerçek İradeyi Yansıtmaması

· Ön Sorun



Özet: Davacının, davasından feragat etmesi halinde uyuşmazlık sona erer ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı feragat beyanı ile bağlıdır ve bu beyanından dönemez. Ancak, feragate ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, iddianın ön sorun şeklinde incelenmesi, feragat beyanının gerçek iradeyi yansıtıp yansıtmadığının açıklığa kavuşturulması, gerçekten davacının hileye düşürüldüğü saptanırsa feragat beyanının bir hukuki netice doğurmayacağı gözetilerek işin esasının incelenmesi, aksi halde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

(6100 s. HMK m. 163, 311)

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece feragat nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hâkiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, feragat nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Davacı, 2971 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kayden murisi Murtaza'ya ait iken dava dışı yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde murise 4 adet daire verildiğini, Sivas 2. Noterliğinde düzenlenen 01.04.2002 tarih ve 7367 yevmiye sayılı vekâletname ile gerekli işlemlerin yapılarak adına tescilin sağlanması için davalıyı vekil tayin ettiğini, ancak davalının tüm daireleri adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, 4 nolu parseldeki 6 ve 17 nolu bölümlerin tapusunun iptali ile adına tescil istemiş, 25.10.2013 tarihli dilekçesi ile davadan kayıtsız ve şartsız feragat ettiğini bildirmiş, 30.10.2013 tarihli dilekçesinde ve 22.11.2013 tarihli celsede ise, davalının hakkını vereceğini belirterek davadan feragat etmesini sağladığını, ancak kandırıldığını, feragattan vazgeçtiğini belirterek yargılamanın kaldığı yerden devam etmesi isteğinde bulunmuş,, feragat nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair mahkeme kararının iradesinin fesada uğradığı iddiasıyla temyiz etmiş, davalı ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek verilen kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 311.) Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.

Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir nedene dayandığı (HMK m. 311) kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşku yoktur.

Feragate ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK'nın 163. maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir.

Hâl böyle olunca; davacı Metin'in iddiasının ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi, feragat beyanının gerçek iradeyi yansıtıp yansıtmadığının açıklığa kavuşturulması, gerçekten davacının hileye düşürüldüğü saptanırsa feragat beyanının bir hukuki netice doğurmayacağı gözetilerek işin esasının incelenmesi, aksi halde feragat doğrultusunda işlem yapılması gerekirken bu konuda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Kabule göre de, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olması da isabetsizdir.

Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Kira Hukuku” sayfasına dön